Güncel ekonomik gelişmeleri takip ettiğimizde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın bazı tasarruflarının doğrudan ülkemize yönelik olduğunu görmekteyiz. Bunlardan bir tanesi de, ABD Başkanı tarafından gündeme getirilen ve devamında da süreçleri devam eden, ABD’nin gelişmekte olan ülkelere yönelik uygulamakta olduğu ‘Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS)’ programından Türkiye’nin çıkarılması tasarrufudur.
Bu konuda öncelikle, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin (GTS) ne olduğunu ele almakta fayda bulunmakta. Başlangıcına bakıldığında Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi; 1970 yılında Ticaret ve Kalkınma Konseyi tarafından kabul edilerek, gelişmekte olan ülkelerin sanayi malları ihracatlarında artış sağlanabilmesi amacıyla, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerden yaptıkları ithalatta belirli bir taviz marjı tanımaları hedefiyle uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulama, uluslararası politikanın temel kuralı olan mütekabiliyet (karşılıklılık) esasına bir istisna oluşturmaktadır. Bunun nedeni, GTS ile gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerden ithal ettikleri sanayi malları üzerindeki vergileri “tek taraflı olarak” sıfırlamakta ya da indirmekte olmalarıdır. Bunun karşılığında ‘yararlanan’ durumundaki gelişmekte olan ülkelerin herhangi bir yükümlülükleri bulunmamaktadır.
ABD’de GTS kapsamında 129 ülke ve bölgeden 4.800 kadar ürüne taviz tanınmakta, bu ürünler ABD’ye gümrük vergisi olmadan girebilmektedir. 2018 Yılı Ocak-Kasım dönemini kapsayan 11 aylık sürede ABD’nin GTS kapsamında dünyadan yaptığı toplam ithalat miktarı 20,9 milyar ABD Doları olup bu miktarın içerisinde Türkiye’den yapılan ithalat miktarı 1,7 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam ile Türkiye, ABD Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden faydalanan ülkeler arasında Hindistan (5,7 milyar $), Tayland (3,9 milyar $), Brezilya (2,3 milyar $) ve Endonezya’nın (1,9 milyar $) ardından 5’inci sırada yer almıştır. Sektör bazında ele alındığında, belirtilen dönemde Türkiye’nin ABD’ye GTS kapsamında ihraç ettiği ürünlerde ilk 10 sektör sırasıyla; ‘Otomotiv Endüstrisi’, ‘Kimyevi Maddeler ve Mamulleri’, ‘Mücevher’, ‘Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri’, ‘Madencilik Ürünleri’, ‘Zeytin ve Zeytinyağı’, ‘Meyve Sebze Mamulleri’, ‘Demir ve Demir Dışı Metaller’, ‘Savunma ve Havacılık Sanayii’ ve ‘Makine ve Aksamları’ olarak gerçekleşmiştir.
ABD Başkanı Türkiye’ye yönelik Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi uygulamalarına ilişkin Kongre’ye gönderdiği önerisi ile; Türkiye'nin ekonomik durumundan bahisle artık GTS’den yararlanan gelişmekte olan ülkeler listesinde olmaması gerektiğini ileri sürmüş ve Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu ifade ederek Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS) programından çıkarmak niyetini belirtmiştir. Devamında da, kişi başı milli gelir, yoksulluk oranı, ihracattaki sektör ve pazar çeşitliliği gibi hususların Türkiye’nin ekonomik gelişiminin kanıtları olduğundan bahisle Türkiye’nin program dışı bırakılacağı açıklanmış; ABD Başkanı tarafından da Başkanlık Kararı imzalanarak 17 Mayıs 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe konmuştur.
Yeni durumda; GTS kapsamında bugüne kadar gümrük vergisinden muaf olarak ABD’ye ithal edilebilen ürünlere, ABD'de ‘diğer ülkeler’e yönelik yürürlükte bulunan MFN (GTS dışı) gümrük vergisi oranları uygulanacaktır. Bu kapsamda Türkiye’nin ABD’ye GTS kapsamında ihraç ettiği ürünlerde yukarıda belirtmiş olduğumuz en çok ihraç edilen ürünlerin bulunduğu sektörlerdeki ürünlerin 2019 yılı MFN (GTS dışı) gümrük vergi oranları %0,5 ila %18 arasında değişmektedir.
Burada belirtmekte fayda bulunan başka bir husus, ABD Başkanı’nın Hindistan’ın da söz konusu GTS Programından çıkarılması yönünde benzer bir süreci de yürütüyor olması. GTS programı kapsamında 5,7 milyar ABD Doları değerinde Hint ürünü ABD’ye gümrük vergisiz girebilirken dış ticaret dengesine bakıldığında, ABD-Hindistan ticaretinde ABD’nin ticaret açığı 27,3 milyar ABD Doları değerinde ABD aleyhine bulunmakta.
Levent ÖZKARDEŞ