Teknolojiyle hayatımız her alanda hızla dönüşüyor ve bunun sonucu olarak dördüncü sanayi devrimi anlamına gelen Endüstri 4.0 konuları son dönemde yoğunlukla gündeme gelmekte. Teknolojik alandaki gelişmelere paralel şekilde devlet yönetimi uygulamaları ve devlet yönetimlerini yönlendiren uluslararası kuruluşlar da gelişmekte ve dönüşmekte. Bu duruma örnek gelişmelerden bir tanesi de Dünya Gümrük Örgütü’nün (DGÖ) 2019 yılı için seçtiği “SMART Borders for seamless Trade, Travel and Transport” anlayışıdır.
Smart Borders kavramı Dünya Gümrük Örgütü tarafından 2019 yılı için gündeme alınmış olmakla birlikte uzunca bir süredir değişik kesimler tarafından hâlihazırda değişik konular için ifade edilmektedir. Örneğin Avrupa Komisyonu SMART Borders kavramını 2013 yılında öne sürmüş ve bu kapsamda Avrupa Birliği’ne sıklıkla seyahat eden yolcuların işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla “Kayıtlı Yolcu Programı” (Registered Traveller Programme-RTP) ve “Giriş/Çıkış Sistemi” (Entry/Exit System-EES) adı altında programlar geliştirmiştir.
Dünya Gümrük Örgütü tarafından 2019 yılı için seçilen “SMART Borders for seamless Trade, Travel and Transport” anlayışı ele alındığında ise dış ticaret, özellikle de gümrük işlemleri alanında teknolojik gelişmeler ve hedeflerin ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda “SMART Borders” ifadesi kelime anlamı ve konu hedefi olarak “akıllı sınırlar” olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya Gümrük Örgütü, kullandığı “SMART” ifadesi içeriğini tanıtmak amacıyla kelimenin her harfi için bir kavram ortaya koymuş ve bu kavramların başlıklarının ilk harflerinin birleşimi ile aşağıda gösterildiği şekilde “SMART” kelimesine ulaşmıştır, diğer bir deyişle “akrostiş” uygulamıştır.
Secure (Güvenli)
Measurable (Ölçülebilir)
Automated (Otomatikleştirilmiş)
Risk Management-Based (Risk Yönetimi Temelli)
Technology-Driven (Teknoloji Odaklı)
Söz konusu kavramlardan Güvenli (Secure) kavramı özetle; gümrük işlemleri kapsamında gerek insanların gerekse eşyanın sınırlar arasında hızlı ve güvenli akışının hem kolaylaştırılması hem de bu akışın güvenli hâle getirilmesi hedefi ifade edilmektedir. Böylece yasal ticaretin güvenli hâle getirilmesi ve kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.
Ölçülebilir (Measurable), gümrük idaresinin yapılanmasında oluşturulacak sistemin kendi değerlendirmesini ve objektif ölçümlemesini yapmayı sağlayacak şekilde organize edilmesi üzerinde durmaktadır. Buna göre, ölçme performansı sistemin kendini değerlendirmesinde ciddi öneme sahiptir.
Otomatikleştirilmiş (Automated), gümrüklerin “otomatikleştirilmiş” çözümler geliştirmesi, kullanması ve uygulamasını ifade etmektedir. Bu bağlamda, verilerin işlenmesi, paylaşılması ve etkin olarak analiz edilmesi, böylece daha az hantal bir sınır yönetimi yürütülmesi için otomatikleşme gereklidir.
Risk Yönetimi Temelli (Risk Management-Based), yönetimlerin veri analizi konusunda yatırım yapmaları ve modern yöntemlere ve araçlara dayanan etkin tespit/belirleme teknikleri geliştirmeleri gerektiğini belirtir. Modern gümrük uygulamalarında risk yönetimi kilit rol üstlenmektedir. Bu husus yine yasal ticaretin kolaylaştırılması adına belirleyici bir unsurdur.
Teknoloji Odaklı (Technology-Driven), gelişen teknoloji karşısında gümrük idaresinin seyirci kalmaması, teknolojinin kullanımı konusunda öncü olması gerektiğini ifade eder. Bu açıdan gümrük idareleri tarafından Blokchain ve yapay zekâ kullanımı üzerinde durulmaktadır.
Dünya Gümrük Örgütü tarafından 2019 yılı için “slogan” niteliğinde ifade edilen bu söylemler, belirttiğimiz üzere yeni söylemler değildir. Nitekim bunların neredeyse tamamı Dünya Ticaret Örgütü tarafından uzunca sayılabilecek bir süredir üzerinde çalışılan ve sonuçları alınmaya başlanan ticaretin kolaylaştırılması uygulamalarını da kapsamaktadır. Dünya Ticaret Örgütü’ne üye ülkelerin imzalamış oldukları Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nda; anlaşma kapsamı uygulamalara ilişkin ana başlıklar Otomasyon Sistemi, Risk Yönetimi, Sonradan Kontrol, Tek Pencere Sistemi ve Yetkilendirilmiş Yükümlü Sistemi olarak ele alınmıştır. Bu açıdan uluslararası ticareti düzenleyen bu iki kuruluşun birbirlerine paralel ve uyum içinde hareket ettikleri görülmektedir.
Bahse konu uygulama ve yaklaşımlar bir arada değerlendirildiğinde; dış ticaret/gümrük işlemlerinde teknolojinin kullanımı ve yasal ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik Türkiye’de mevcut uygulamalara bakıldığında önemli bir yol kat edildiği söylenebilir.
Öncelikle, Türkiye’de 1990’ların sonlarında otomasyon (otomatikleştirme demek de mümkündür) sistemine geçiş sürecine başlanmış ve 2000’li yılların başında tamamen otomasyon sistemine geçilmiştir. Bu bağlamda, risk odaklı analiz tekniklerine dayalı bir kontrol mekanizması oluşturulmuş ve ana kurgu bunun üzerine kurulmuştur. Bilgisayar altyapısı ve kullanımı tüm ülkeye yayılmış ve kullanıcılar tarafından da benimsenmiştir. Dış ticarete taraf diğer kurum ve kuruluşlar ile yürütülen başvuru/kontrol/izin/belgeleme vb. uygulamalarını tek bir portal üzerinden güvenli ve hızlı biçimde gerçekleştirmeyi sağlayan Tek Pencere Sistemi uygulanmaya başlanmış ve kullanım önemli ölçüde yaygınlaşmıştır. Sınır gümrükleri arası veri paylaşımını sağlamak amacıyla Gürcistan Gümrük İdaresi ile anlaşma yapılmış; diğer yandan Avrupa Birliği ve EFTA ülkeleri ile ülkemiz arasında gerçekleştirilen transit işlemlerinin birbirine online olarak bağlı biçimde elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla 2012 yılında Ortak Transit Sözleşmesi (OTS) imzalanmış ve bu Sözleşme gereği Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi (NCTS) uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca güvenilirliği devletçe onaylanmış kişiler arasında hızlı ve en az kontrole tabi biçimde ticaret yapılmasını da hedefleyen Yetkilendirilmiş Yükümlü Sistemi uygulanmaya başlanmış, bu kapsamda 2018 yılı sonu itibariyle 407 şirketin sertifikasyonu sağlanmıştır.
Sonuç olarak ifade edilebilir ki; dış ticarette dünya uygulamaları hızla elektronik altyapı kullanılarak büyük veri (big data) kullanımı ve analizi çerçevesinde risk analizi odaklı biçimde uygulanır hâle gelmekte ve bu tür uygulamaların artması hedeflenmektedir. Buradaki temel amaç; uluslararası ticaretin güvenli biçimde yürütülmesi ve yasal ticaretin desteklenerek kolaylaştırılmasıdır. Türkiye; teknolojik gelişmeler ile paralel olarak dış ticaret alanında ortaya çıkan yasal ticaretin güvenli hâle getirilerek kolaylaştırılması, yasa dışı ticaretin ise önüne geçilmesi amaçlı söz konusu uluslararası uygulamalara hızlı biçimde adapte olmakta ve bu uygulamaları hızla hayata geçirmektedir.
Levent ÖZKARDEŞ