İster yurt içinde ticaret ile uğraşalım isterse dış ticaret yapalım, bir süredir dilimize dolanan tabirlerden bir tanesi de ticaret savaşları kavramı. Tüm dünyayı etkileyen bu kavram bir süre daha gündemimizden düşmeyecek gibi görünüyor. Adı üstünde bu bir savaş ve her savaşta olduğu gibi bazı silahlar kullanılmakta. Ticaret Savaşları’nın en önemli savaş materyallerinden bir tanesi Ticaret Politikası Önlemleri araçları. Bu araçların yanında karşılaşmakta olduğumuz iki kavram daha gündemimizi oldukça meşgul etmekte. Bunlar İlave Gümrük Vergisi (İGV) ve Ek Mali Yükümlülük (EMY) kavramları. İGV özetle mevcut gümrük vergisi oranına ilave olarak alınan gümrük vergisi niteliğinde bir vergi olup usul yönünden gümrük vergisine tabidir. Ek Mali Yükümlülük (EMY) kavramının ise üzerinden geçmekte yarar bulunmaktadır.
2018/11799 sayılı Bazı Ürünlerin İthalatında Ek Mali Yükümlülük Tahsili Hakkında Karar’da EMY’nin düzenleniş amacına bakıldığında, bazı ülkeler menşeli eşyanın Avrupa Birliği ülkeleri üzerinden ithalatı sonucunda Türkiye aleyhine ortaya çıkan tarife farklılığının giderilmesinin amaçlandığı görülmektedir. Anılan Karar’a göre; Bangladeş, Bolivya, Cape Verde, Endonezya, Hindistan, Kamboçya, Moğolistan, Pakistan, Paraguay, Sri Lanka, Ukrayna ve Vietnam menşeli olup kararın kapsamına giren eşyanın AB ülkeleri üzerinden A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilmesi hâlinde telafi edici vergi olarak ek mali yükümlülük tahsil edileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda uygulama, “menşe esaslı” bir uygulamadır. Alınacak EMY tutarları da, İthalat Rejimi Kararı eki II sayılı listede yer alan gümrük vergisi oranları ile belirtilen ülkelere göre belirlenmiş bulunan “Diğer Ülkeler” (DÜ) gümrük vergisi ve/veya “Gelişme Yolundaki Ülkeler” (GYÜ) gümrük vergisi oranları dikkate alınarak aradaki fark kadar olacak şekilde belirlenmiştir.
Yukarıda adı geçen ülkeler ya da ülke gruplarından hareketle uygulamanın taraflarına bakıldığında, bir tarafta Türkiye, bir tarafta Avrupa Birliği, bir tarafta da çoğu Uzak Doğu ülkelerinin bulunduğu görülmektedir. Söz konusu taraflar dikkate alındığında, EMY’nin eşyanın Avrupa Birliği ülkeleri üzerinden A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilmesi hâlinde uygulanmasının sebebi nedir sorusu akla gelmektedir.
Bilindiği üzere Türkiye, Avrupa Birliği ile kurulan Gümrük Birliği’ne 01.01.1996 tarihinde üye olmuştur. Buna göre, Gümrük Birliği’ne taraf ülkelerde serbest dolaşım statüsünde bulunan mallar Birlik içerisinde gümrük vergisi olmaksızın hareket edebilmektedir. Söz konusu serbesti, eşyanın Gümrük Birliği sınırları içerisinde serbest dolaşımda olmasından kaynaklanmakta, eşyanın serbest dolaşımda olduğunu kanıtlamak için de A.TR dolaşım belgesi kullanılmaktadır.
İthalat işlemine gelindiğinde, üçüncü ülkelerden getirilerek Gümrük Birliği’ne üye ülkelerden herhangi birisinde kati ithalat işlemleri tamamlanan eşya Gümrük Birliği sınırları içerisinde serbest dolaşımda olmaktadır. Eşyanın serbest dolaşıma girişinde (kati ithalatında) ödenmesi gereken gümrük vergileri ise kati ithalat işlemini yapan ülke tarafından tahsil edilmekte, bu eşya daha sonra A.TR dolaşım belgesi ile Gümrük Birliği’ne üye tüm ülkelere gümrük vergisi olmaksızın taşınabilmektedir. Bu durumda yapılan ithalat işlemi eşyanın kullanıcısı ya da nihai tüketicisi olan ülkede rekabet ya da piyasa koşullarına etki etmektedir. Dolayısıyla eşyanın serbest dolaşıma girdiği ülkede tüketilmemesi/kullanılmaması durumunda, gümrük vergisini bir ülke tahsil ederken ithalattan başka bir ülke etkilenmektedir.
Bu bağlamda Ek Mali Yükümlülük, belirtilen ülkeler “menşeli” eşyanın Avrupa Birliği ülkelerinden serbest dolaşıma sokulmuş olması ve devamında bunu belgeleyen A.TR dolaşım belgesi ile Türkiye’ye getirilmesi hâlinde Türkiye aleyhine ortaya çıkan tarife farklılığının giderilmesi, diğer bir deyişle alınamayan vergi tutarının telafisi amacıyla uygulanmaktadır. Buradaki amaç hem alınamayan verginin tahsilinin sağlanması, aynı zamanda da verginin doğuracağı maliyet ile birlikte rekabet açısından dengeli bir ortam yaratılmasıdır.
Levent ÖZKARDEŞ