Delta Varyantı: Yeni Riskler

Covid-19 virüsünün mutasyona uğramış yeni hâli delta varyantı olarak tanımlanmaktadır. Delta varyantının normal virüse göre üç-dört kat daha hızlı yayılması ve ölüm riski yüksek olması büyük endişe oluşturmaktadır. Belirli ülkelerde hızla yayılmaya başlaması acaba yeni bir dalga mı geliyor endişesini yaratmaktadır. Son bir yıldır aşılama çalışmalarında önemli mesafe alınması bu yılın ikinci çeyreğiyle birçok ülkede kısıtlamaların kalmasına neden olmuştu. Ancak son günlerde birçok ülkede yeniden yükselişe geçen vaka sayısındaki artışın baş aktörünün delta varyantı olduğu belirtilmektedir. Olumlu gelişme; aşılamadaki artış, salgının hız kesmesinde önemli rol oynadı. Öte yandan aşıya erişim konusunda gelişmiş-gelişmekte olan ülke farklılığı büyük dezavantaj oluşturmaktadır. Aşıya erişim konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün gösterdiği çabaya rağmen gelişmiş ülkelerin yüksek düzeyde aşı stoklaması aşılama sürecinin hızını sekteye uğratmaktadır. 

Yukarıda özetlemeye çalıştığım mevcut tablo sonbaharda dünyanın yeni bir kapanmaya gidip gitmeyeceğini tartışmaya açmaktadır. Geçen yıl böyle bir tartışmada yeni bir kapanmanın söz konusu olmayacağı yönündeki görüşler ağırlık kazanmıştı. Ancak gelen ikinci dalganın büyüklüğü birçok ülkede katı önlemlerin alınmasına neden olmuştu. Kısıtlamalar; talebin yavaşlaması, üretimdeki aksaklıklarla birleşince hiç kimseyi memnun etmeyen üretim ve ciro kayıplarına neden olmuştu.

Bu sonbaharda böylesine katı bir kapanma söz konusu olur mu? Ülkeler daha ağır kısıtlamalara gidebilir mi? Bu soruların cevabını vermek çok güç. Temennimiz kısıtlamalara gerek kalmadan salgının bir an önce bitmesi yönünde. Ancak olası senaryolara hazır olmak işletmeleri ayakta tutacak en önemli stratejidir. Salgından en fazla etkilenen sektör hizmet sektörü oldu. Hizmet sektöründe faaliyet gösteren küçük, büyük çok sayıda işletme var. Birçok işletme günlük faaliyetlerden elde ettiği kazanç ile ayakta kalıyor. İşletme sermayesi yetersizliği önemli sorun. Daha büyük işletmeler için başka sorunlar var. Talepteki belirsizlik, üretim planlamasını olumsuz etkiliyor. Hammadde ve ara mal temininde yaşanan belirsizlikler maliyetleri artırıcı etkiye neden oluyor.

“İŞLETME OLARAK NE YAPMALIYIZ?”

Salgının başından itibaren yaptığımız değerlendirmelerde ortak nokta artık eskiye dönüşün mümkün olmadığı yönündeydi. Başka bir ifadeyle salgın bitse dahi salgınla birlikte değişime uğrayan alışkanlıklar ve alınan yeni kararlar işletmeleri etkilemeye devam edecek. Artık daha çok işletme sermayesi ile çalışmak zorundayız. Esnek çalışma düzenine sahip olmamız gerekiyor. Maliyetleri azaltıcı önlemleri almak zorundayız. Uzaktan çalışma, e-ticaret işletmelerin vazgeçilmezi olmaya devam edecek. İşletme olarak gelir artırıcı faaliyetlere ağrılık vermemiz gerekiyor. Müşterinin tercihlerinde ve kararlarındaki değişimi izlemek zorundayız. Müşteri daha seçici ve hijyen konusu ön planda yer alıyor.

Uzman Hakkında

Prof. Dr. Kadir Tuna
Finansal Yönetim

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.

Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri