Azınlık pay sahipleri, doğrudan veya dolaylı olarak hareket eden hâkim ortakların yaptığı veya onlar menfaatine yapılan kötü niyetli eylemlerden korunmalı ve mağduriyetlerini düzeltebilecek etkin mekanizmalara sahip olmalıdır. Kötü niyetli kendi yararına işlemler yasaklanmalıdır. Halka açık birçok şirket büyük bir hâkim ortağa sahiptir. Hâkim ortağın varlığı, yönetimin yakından gözetimine olanak tanıyarak temsil problemini azaltmakla birlikte hukuki ve düzenleyici çerçevedeki zayıflık şirketteki diğer pay sahiplerinin istismar edilmesine yol açabilmektedir. Kötü niyetli kendi yararına işlemler, hâkim ortaklar dâhil olmak üzere, kişiler şirketle yakın ilişkiler içinde olduğunda ve söz konusu ilişkileri şirketin ve yatırımcıların zararına olacak şekilde istismar ettiğinde ortaya çıkmaktadır.
İstismar potansiyeli; hâkim ortakların pay sahiplerinin, piramit yapılar veya çoklu oy hakları gibi sahipliği kontrolden ayırmak için hukuki araçları istismar etmek yoluyla malik olarak üstlenecekleri risk seviyesini karşılamayan bir seviyede kontrol hakkını kullanmalarına hukuk sisteminin izin vermesi ve piyasanın da kabul etmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. Söz konusu istismar, istihdam edilen aile üyeleri ve ortaklar için yüksek ücret ve prim yoluyla doğrudan özel menfaatlerin sağlanması, uygunsuz ilişkili taraf işlemleri, ticari kararlarda sistematik olarak taraf tutma ve hâkim ortaklar lehine pay ihracı vasıtasıyla sermaye yapısında değişiklikler de dâhil olmak üzere çeşitli yollardan yapılabilir. Açıklama yapmaya ek olarak, yönetim kurulu üyeleri tarafından şirkete ve tüm pay sahiplerine sadakat görevinin açıkça beyan edilmesi azınlık pay sahiplerinin korunması açısından önem arz eden diğer bir husustur.
Aslında, azınlık pay sahiplerinin kötü muameleye maruz kalması, bu açıdan hukuki ve düzenleyici çerçevenin zayıf olduğu ülkelerde daha fazla dile getirilmektedir. Grup şirketlerinin hâkim olduğu ve yönetim kurulu üyelerinin sadakat görevinin muğlak olduğu ve hatta gruba sadakat olarak yorumlandığı ülkelerde özellikle sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu tür durumlarda, bazı ülkeler, artık bir başka grup şirketi lehine yapılan işlemin, grubun diğer şirketlerinden sağlanan mukabil bir fayda ile denkleştirilmesi gerektiğini belirtmeyi de içeren olumsuz etkileri kontrol etmeye yönelik kurallar geliştirmişlerdir.
Azınlık pay sahiplerinin korunmasına yönelik etkinliği ispatlanmış̧ diğer yaygın hükümler arasında, pay ihracı ile ilgili ön alım hakları, belirli genel kurul kararları için nitelikli çoğunluğun aranması ve yönetim kurulu üyelerinin seçiminde birikimli oy kullanma imkânı bulunmaktadır. Belirli durumlarda, bazı ülkeler, hâkim ortaklar tarafından bağımsız bir değerlendirme ile belirlenmiş̧ bir pay bedeli üzerinden diğer pay sahiplerinin elinde bulunan payların satın alınmasını gerektirmekte veya buna izin vermektedir. Bu durum özellikle, hâkim ortakların şirketi borsadan çıkarmaya karar vermesi hâlinde önem kazanmaktadır.
Azınlık pay sahiplerinin haklarının geliştirilmesine yönelik diğer yollar, türemiş (toplu dâhil olmak üzere) ve kolektif davalardır. Şikâyet imkânları bulunmaktadır ve bazıları ilgili bilginin ve/veya fonun açıklanması vasıtasıyla davaları destekleme imkânına sahiptir. Piyasa güvenilirliğinin arttırılması ortak amacıyla, azınlık pay sahiplerinin korunmasını amaçlayan farklı hükümlerin seçimi ve nihai tasarımı, her durumda genel düzenleyici çerçeveye ve ulusal hukuk sistemine dayanmaktadır.
Doç. Dr. Kadir Tuna
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.
Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.