Geleneksel mali işler yapılanmasında mali işler yöneticisinin, finans ve muhasebe konularına yoğunlaştığı görülmektedir. Hatta daha küçük işletmelerde ağırlık muhasebedir. Böyle bir durumun ortaya çıkmasında çok sayıda neden vardır. Şirket patronlarının sadece kasaya ve muhasebeye odaklanması kadar, az çalışan ile birçok işi yapma isteği de olabilmektedir. Böyle bir mali işler yapısı çıktısı; vergi dairesi ile ilişkileri yürüten, tahsilat ve ödeme yapan, kayıt tutan ve yıl sonu geldiğinde mali tabloları açıklamadan ibaret kalıyor. Mali işler, sadece muhasebe değildir. Mali işler, aynı zamanda, finanstır. Ekonomiyi izlemektir. Nakit yönetmektir. Borçlanmaktır. Eğer bir işletmenin mali işler yöneticinin çalışma zamanı, vergi dairesi ve muhasebeyi izlemek ile geçiyorsa, işletme büyük bir zafiyet altındadır.
Ne Yapılmalı?
Mali işler, kendi sektöründeki mevzuat ve gelişmeleri takip edebilmelidir. Teşviklerden en iyi ölçüde yararlanabilmek için bunlar günlük olarak izlenmelidir. İşletmenin en uygun vade ve maliyet ile borçlanması için küresel ve ekonomik gelişmeler izlenmelidir. Birçok işletme yanlış zamanda yüksek maliyetle borçlanmak durumunda kalmaktadır. Teşviklerden yararlanmamanın maliyeti, o alanda istihdam etmediğimiz insan kaynağından yüksektir. Ülkemizde birçok işletme, vergi, istihdam, makina, yurt dışı fuar desteğinden yararlanamamaktadır.
Nasıl Yapmalı?
Mali işler, işletmenin temel hafızasıdır. İşletmenin yaptığı tüm işlemler bu bölümde kayıt altına alınır. Tüm kaynaklar burada toplanır ve buradan dağıtılır. Alanında uzman kişiler istihdam edilmelidir. Finans, muhasebe, teşvik konuları ayrı uzmanlık alanlarıdır. Bankalar, vergi dairesi ve diğer kurumlarla olan ilişkilerin yürütülmesi farklıdır. Birçok işletmede yapı muhasebe temelli olduğu için finans uzmanı olmaması sebebiyle bankalar ile sağlıklı ilişki kurulamamaktadır. Her kurumun kamuya karşı sorumlulukları vardır. Vergi daireleri ile ilişkilerin yoğun mesai istediği düşünülürse bu yapının ayrı olarak yürütülmesi gerekmektedir.
Önlem Alınmazsa Risk Nedir?
Piyasalar büyük risk altındadır. Çok sık değişen finansal koşullar, merkez bankası kararları, jeopolitik riskler kısa vadeli öngörüleri dahi güçleştirebilmektedir. İşletme, borç ve alacak yönetimini iyi planlamalıdır. Sektörel riskler izlenmeli, dış pazar riskleri yakından takip edilmelidir. Gelişmelerin sağlıklı izlenmesi, hızlı tedbir alınmasını sağlar. Aksi takdirde, alacak riski, likidite riski, pazar kayıpları gibi durumları ortaya çıkarabilir. İşletmelerin tüm bu süreci başarılı olarak yönetmesinin temel koşulu iyi çalışan bir mali işlerden geçiyor.
Doç. Dr. Kadir Tuna