Girişimcilik ve Kriz Yönetimi

Girişimcilik en kısa tanımıyla; yaşadığımız çevrenin yarattığı fırsatları sezme, o sezgilerden düşler üretme, düşleri projelere dönüştürme ve bu projeleri yaşama taşıyarak insan yaşamını kolaylaştırma becerisine sahip olmaktır.

Girişimci, yeni düşüncelerin yaratılması, yayılması ve uygulanmasını hızlandırır, yeni endüstrilerin doğmasına yol açar ve genellikle süratli gelişen sektörler yarattığı için ekonomik büyümeyi hızlandırır.

Girişimcinin işi normal koşullarda dahi kolay değilken ekonomik durumun zorlaştığı zamanlarda daha da zorlaşır. Nietzsche’nin söylediği gibi “zirveye doğru çıkıldıkça hayat güçleşir, soğuk artar, sorumluluk çoğalır”. Ama girişimci unutmamalıdır ki, her zorluk insanı zirveye yaklaştırır.

Girişimci, hedefini ve ona giden yolları belirlemeli, bu yolları saptarken içinde bulunduğu durumun irdelemesini yapmalı, bu yollardan geçişin zamansal ve parasal plan ve programlarını düzenlemeli, bu planları uygulayan ve bu uygulamada pratik zeka ve tükenmez enerjisini kullanmalıdır. Girişimci, hedefe götüren yolları seçerken uygun bir ekibi bir araya getirmeli, bu ekibi ahenk içinde, sürtüşmeden koordine etmeli, işi yönetme hevesine kapılmadan kişileri yöneten ve bu konuda insan zaaf  ve davranışlarını bilerek emrindekilere hedefi ve işlerini tanımlayarak hedefe varmalarını sağlamalıdır.

Girişimci bir lider, krizleri,  önemsiz durumları bile çok önemli fırsatlara çevirmesine başarabilen kişidir. Girişimci, her zaman bilinmeyenle ilgilenmeli, geleceği kurcalamalı, olasılıklardan yararlanıp olanaklar yaratabilmeli, kaosları uyuma, dengeye dönüştürebilmelidir.Bunun yanında girişimci iyi bir yönetici de olmalıdır. Yönetim tarihine geçmiş bir örneği sizinle paylaşmak isterim.

Harvard’ın parlak öğrencisi Alfred Sloan  genç yaşında ABD’nin önde gelen  firmasının  yöneticisi oluyor. Göreve gelir gelmez, “bana bu şirketin aykırı düşünen  üç insanın adını veriniz” diyor. Listeyi alır almaz, o üç kişiyi makamına çağırıyor: “ABD ekonomisi krize girerse General Motors  ne yapmalı? Bu konuyu araştırın; bana  sistematik olarak raporlayın!” diyor.

ABD ekonomisinin çok hızlı büyüdüğü, piyasa deyimiyle “yok  satılan”  böyle bir ortamda, hazırlanan raporların sistemli biçimde şirketin önde gelenlerine tartıştırılması yadırganıyor: “Harvard züppesi, kendince bir şey yapıyor. Piyasanın yok sattığı bir dönemde kriz tartışılır mı?”  söylentisi gelenekçiler tarafından piyasaya sunuluyor; ama ne yaptığını bilen Sloan  tartışmalardan asla ödün vermiyor.

Denir ki, “Alfred şirketini kriz konusunda öylesine eğitti ki, 1930’ların büyük krizi patladığında, en sakin, en doğru önlemleri  O’nun şirketi aldı; krizin tehlikelerini en az maliyetle savuşturdu, fırsatlarından da en yüksek derecede yararlanarak  yönetim tarihine adını kazıdı”.

Selim Süleyman

Uzman Hakkında

Dr. Selim Süleyman
Girişimcilik

Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2005 yılında mezun oldu. 2006 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret Bölümü’nde yüksek lisansa başlayan Süleyman, 2007 yılında mezun oldu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim dalında başladığı doktora eğitimini, “Merkez Bankası Para Politikalarının Kredi Kanalıyla İmalat Sanayi Sektöründe Faaliyet Gösteren KOBİ’lerin Bilançosuna Etkisi” konulu tez çalışması ile 2013 yılında tamamladı. Hâlihazırda çeşitli üniversitelerde iktisat, işletme ve yöneticilik konularında Yüksek Lisans dersleri veriyor.

2006 yılında İstanbul Ticaret Odası KOBİ Araştırma ve Geliştirme Şubesinde iş hayatına başlayan Süleyman, 2009 Aralık ayından 2013 Temmuz ayına kadar çalıştığı kurumda KOBİ Araştırma Servisi şefi olarak çalışmalarını sürdürdü. Bu süre zarfında 340 bin üyesi olan ve bu üyelerin % 99’unun KOBİ niteliğinde olan firmalarla ilgili eğitimlerde, projelerde bilgilendirme seminerleri ve araştırmalarda bulundu.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri