Devamlı gelişme sürecini geçiren KOBİ’ler, organizasyonel geçiş aşamaları boyunca birçok zorluklarla karşılaşırlar. Bu aşamalar boyunca kat edilen hızlı gelişme ile; yeni pazarlara girme, satış hacminde ve çalışan sayısında artış, organizasyon yapısında karmaşıklık ve profesyonel yönetim anlayışı ile yöneticilerin organizasyon içindeki rollerini yeniden tanımlama gibi değişimler görülebilir. Bu değişimlerin bazıları KOBİ’lerin alışılagelmiş kültürlerine tamamen zıt veya aykırı bir durum teşkil edebilir. Ancak değişimin önünde durmak imkânsızdır. Dolayısıyla ona ayak uydurmak zarureti mevcuttur.
Birçok KOBİ, bu geçişi iyi yapamadığı için gelişimlerini tamamlayamamakta veya başarısızlıkla karşı karşıya kalmaktadır. Bu geçişi başarmak için, çalışanlara ve yöneticilere neyin önem arz ettiğini veya etmediğini göstermek gereklidir. Ortak bir amaç olmadığı zaman hedeflere ulaşmak her zaman zor olmuştur. Zira takım çalışmasından uzak olan şirketler artık zoru başaramamaktadırlar. Bu nedenle amaçların, değerlerin ve idealler içeren bir anlayışın oluşturulması şarttır. Stratejik hedefler, işte bu anlayışın doğru bir şekilde işlemesini sağlayan önemli bir unsurdur.
İşletmeler rakipleri ile işbirliği yapabilmelidirler. Bu, modern iş dünyasında çağımızın gereğidir. Çok değil 20 yıl öncesine kadar benzer ürün ve hizmetlerin üretici ve pazarlamacıları, birbirlerini yok edilmesi gereken düşmanlar olarak algılarken, günümüzde bu zihniyet çok farklı bir boyut kazanmıştır. Rakipleri yok etmektense, onlarla işbirlikleri oluşturularak herkesin kazanması sağlanabilir.
Ürünlerin dağıtım, satış ve reklamla ilgili konularında işbirliğine gidilerek satış ve karları hızla artırmak çok kolay ve “verimli bir yoldur. Ar-Ge, dağıtım, mamul tasarımı ve genel giderlerle ilgili faaliyetler, aynı müşteri kitlesine ulaşmaya çalışan işletmelerin işbirliği sayesinde daha verimli bir çerçeveye oturtulabilir. Bu işbirlikleri kimi zaman ürün veya hizmet, kimi zaman lojistik destek, kimi zamansa promosyon ve fiyatlandırma konularında gerçekleşmektedir.
Küresel pazarlarda tek başlarına her konuda yeterli olamayacağını keşfeden işletmeler, stratejik işbirlikleri sayesinde hem etkinliği, hem ekonomikliği hem de verimliliği sağlamaktadırlar. KOBİ`ler kendi güçlü ve zayıf noktalarının analizini yaparak, hangi faaliyetlerinde desteğe ihtiyaç hissettiklerini belirledikten sonra stratejik işbirliklerini oluşturdukları takdirde daha düşük maliyetlerle daha geniş bir müşteri kitlesine hizmet götürmeyi başaracaklardır.
A.B.D. de yapılan araştırmalar buradaki KOBİ lerin Avrupa, Asya ve Latin Amerika`da stratejik işbirlikleri oluşturarak yıllık %25 lik bir büyüme hızı yakaladıklarını göstermektedir.
İşletmeleri bu yola iten etmenlerin başında teknoloji, maliyetler ve ölçek ekonomisi gelmektedir. Atıl kapasitelerin daha verimli kullanılması, pazara giriş ve pazarda tutunma maliyetlerinin paylaşılması, lojistik destek yatırımlarının birlikte gerçekleştirilmesi pazarlamanın verimliliğini artırırken, çok daha mutlu tüketiciler yaratılması için zemin hazırlamaktadır.
Ülkemizdeki KOBİ’lerin stratejik ortaklıklar önündeki engellerini aşabilmesi için, girişimcilik eğitimi ve öğretiminin yaygınlaştırılması, daha ucuz ve hızlı iş kurma süreçlerinin geliştirilmesi, daha iyi mevzuat düzenlemesi yapılması, nitelikli personel imkanı sağlanması, internet üzerinden erişim ve anında işlem imkanlarının geliştirilmesi, yeni pazarlara açılmada KOBİ’lere yardım edilmesi, vergilendirme ve mali konularda iyileştirme yapılması, KOBİ’lerin teknoloji ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası platformlarda KOBİ’lerin daha etkin temsil edilmesi ile hukuki ve kurumsal düzenlemeler üzerinde ciddi çalışmalar yapılarak KOBİ’ler yararına önemli ve etkin önlemler bir an önce gerçekleştirilmesi gerekmektedir..
Selim Süleyman