Serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde gerek ulusal gerekse uluslararası pazarlarda etkin bir rekabet ortamının oluşturulmasında büyük katkısı olan KOBİ’ler endüstriyel yapının vazgeçilmez bir parçası konumundadır. KOBİ’lerin işsizliğin azaltılması ve yeni iş alanlarının yaratılması konularında sağladıkları katkı ekonomimizin gelişimi açısından büyük öneme sahiptir. Ayrıca, KOBİ’ler dengeli ve sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınma konusundaki önemli rolleriyle ve piyasa koşullarına kendilerini uyarlayabilen esnek yapılarıyla ekonomimizin en önemli değerlerindendir.
KOBİ’lerin ülkemizde yaşadığı en önemli sorunların başında finansal sorunlar gelmektedir. Bunun sebebi bir işletmenin faaliyette bulunabilmesi için gerekli olan en önemli faktörlerden birinin “finansman” olmasıdır. KOBİ’ler bu faktörün temininde bir takım ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu durum onların hammadde temini, üretim, pazarlama ve eğitim konularına da olumsuz yansımaktadır.
Özellikle konjonktürel dalgalanmaların olduğu dönemlerde KOBİ’lerin kaynakları son derece azalmaktadır. Tahsilatta karşılaşılan güçlükler sonucu nakit sıkıntısı çekilmekte, öz sermaye erimekte ve pahalı banka kredilerine başvurulmaktadır. Sonuçta yüksek maliyetli banka fonu kullanmak zorunda kalan KOBİ’ler mevcut yatırımlarındaki dönüş hızını ayarlayamadıklarından iflas etmektedirler. Bu durumda KOBİ’lerin çok sınırlı sermayeye sahip olmaları birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Yaşanan sermaye sorunlarıyla birlikte KOBİ’lerin yöneticilerinin finansman bilgileri yeterli olmaması ve bu konuda yetişmiş elemanlar istihdam etmemeleri de sorunu derinleştirmektedir.
KOBİ’ler finansman yetersizlikleri nedeniyle gelişmiş teknolojilere sahip olmamakta, eski teknolojiyle yoğun emek harcamak zorunda kalmaktadırlar. Bu durum ürettikleri malların kalitesine olumsuz yansımaktadır. Kalitesiz üretim KOBİ’lerin satış gücünü, dolayısıyla büyük işletmelerle rekabet gücünü engellemektedir. Eski teknolojilerle yapılan üretimle ihracat yapılmasının ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmenin olanağı yoktur.
KOBİ’lerin finansman ve pazarlama faaliyetlerini gereği gibi yerine getirememesi büyük işletmelere karşı rekabet etme gücünü olumsuz etkilemektedir. Özellikle finansman sıkıntıları nedeniyle pazarlama fonksiyonuna yeterince önem verilmemesi, rekabet gücünü daha da aşağıya çekmektedir.
İşletmeler geleneksel ürün ve hizmet anlayışları ile rekabet edememeleri nedeniyle inovasyon konusuna ilgi duymaya başlamış ve işletmeler arasında inovasyon yarışı başlamıştır. Büyük işletmeler sermaye yapılarının çok güçlü olmalarının avantajlarından yararlanarak AR-GE faaliyetlerine daha çok kaynak ayırmışlar ve inovasyon çalışmalarına ağırlık vermişlerdir. Ancak yapılarının hantal oluşu ve talep değişikliklerine çabuk cevap verememeleri inovasyon konusunda büyük işletmeleri olumsuz etkilemiştir. KOBİ’ler büyük işletmelerin hantal yapılarının aksine daha esnek oluşları, müşterilerle yakın ilişki içerisinde bulunmaları ve ürün-hizmet süreçlerini müşteri gereksinimlerine göre daha çabuk adapte edebilmeleri ile inovasyon konusunda daha başarılı olma potansiyeline sahipler.
KOBİ’ler faaliyetlerini yeni ürün ve hizmetler geliştirme ve pazarlama üzerinde yoğunlaştırmak suretiyle büyük işletmelerle rekabet edebilmektedirler. KOBİ’ler büyük işletmelerin ürettikleri ürünün aynısını değil, esneklik üstünlüklerini iyi kullanarak büyük işletmelerin giremediği pazar alanlarına girmek, üretim alanlarını değiştirmek gibi strateji izleme imkânına sahiptirler. Böylece KOBİ’ler kendilerine daha geniş bir hareket alanı bulmuş olacaklardır.
Fakat inovasyonun KOBİ’ler için bu kadar önem arz etmesine rağmen inovasyon çalışmalarına yeterince bütçe ayrılmadığı görülmektedir. Bunun nedeni olarak birçok şey söylenebilir. Başlıca belirtilmesi gereken nedenler yönetim kadrosunun bilgi eksikliği ve kısıtlı finansal imkânlardır.
Yurt içindeki pazarlama faaliyetlerinde çeşitli sorunlarla karşılaşan küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu sorunların uzantısı olarak yurt dışı pazarlama faaliyetlerinde de başarılı olamamaktadırlar. Yeterli pazarlama bilgisine sahip olmayan bu tür işletmelerin ihracat açısından çekindikleri konuların başında gerek kalite, gerekse fiyat bakımından ürünlerinin çeşitli ülke pazarlarında yeterli bir rekabet gücüne sahip olmaması gelmektedir.
Dr. Selim Süleyman