Pandemi ile Gelen Belirsizlik Dönemi Üzerine

Pandemi süreci daha önceki karşılaştığımız hiçbir sürece benzemiyor. Sosyal mesafe ve karantina uygulamaları, girdi temininden finansal alana, iş yapma modellerinden geleneksel pazarların güvenilirliğine kadar birçok ekonomik alanı çok hızlı bir şekilde değişime uğrattı. Başta KOBİ’lerimiz olmak üzere ihracatçılarımızın farkında olmak zorunda oldukları ilk olgu pandemi süreci ile beraber geleneksel pazar yapılarının artık güvenli birer liman olmadıkları olgusudur sanırım. Değişim tahmin ettiğimizden de hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu bildiğimiz anlamda belirsizliği ve riski artırıyor. Bu belirsizliği ve riski en iyi şekilde yönetmek ise KOBİ’lerimize kalıyor. 

Bu belirsizlik altından KOBİ’lerimizin ilk bakmalarında fayda görülen husus, pandemi süreci ile başa çıkma için risk yönetim olgusu üzerine daha fazla eğilmek zorunda olmalarıdır. Özellikle kur kaynaklı dalgalanmaların KOBİ’lerimizin borç ve hammadde kaynaklı nakit akışlarında bozulmalar meydana getirmesi en büyük risk olarak önümüzde duruyor. KOBİ’lerimizin bu döviz kaynaklı çıkışları güvence altına almak zorunda olduğu ve bu nedenle daha fazla finansal türevler (hedge) gibi araçları kullanmak durumunda olduğu bir dönemdeyiz. 

Bir diğer husus kişiselleştirilmiş ürün yapısıyla ilgilenilmesi olgusu. Gelenekselleşmiş ürünlerin yanında ürünlerinde spesifik bir tüketici grubu özelinde gerçekleştirecekleri değişiklikler hem ulaşabilecekleri pazar ağını genişletip hem de belirsizliğe karşı atacakları bir adım olacaktır. Bu kişiselleştirilmiş ürünler her bir tüketici için farklılaştırılmış olabileceği gibi belli gruplara da bölünebilir. Bu kişiselleştirmenin ve geliştirmelerin boyutu KOBİ’lerimizin yapacakları araştırmalar tarafından şekillenecek.

Genel bir çerçeve içerisinde incelemek gerekirse, bu süreçle birlikte KOBİ’lerimiz bütün süreçlerini gözden geçirip üretimden nihai tüketiciye ulaşıncaya kadarki süreçleri daha detaylı bir şekilde incelemeliler. Ödeme sistemlerini gözden geçirerek ödeme sistemlerinde nasıl bir kesinti uygulanıyor, daha maliyetsiz ve kaliteli bir hizmete erişebilmeleri mümkün mü sorularına cevap vermeliler. Sadece gelenekselleşmiş ödeme sistemlerinden bahsetmiyoruz, burada yeni ödeme sistemlerine de entegre olmalarında fayda var. İş modelleri konusunda gerçekleştirilen toptan satışların çeşitlendirilmesi elzem ve iç piyasada daha fazla satıcıya ulaşmak önem arz ediyor. Ancak bununla beraber asıl üzerinde durulması gereken nokta e-ticaretin bu noktada önemli olduğudur. Hem işletmeden işletmeye B2B hem de çevrimiçi platformlar aracılığıyla işletmeden tüketiciye perakende satışla birim getirisi daha yüksek satış yapma kanallarıyla yeni pazarlara giriş gerçekleştirilebilir. Kargolama süreci içinde lojistik süreçleri ve pazarlama faaliyetleri de önem arz ediyor. Özellikle bu çalkantılı dönemde dış ticaret, risklerin beraberinde fırsatları da getiriyor.  Değişen mevzuatlar, getirilen yasaklar ve değişen tüketici davranışlarıyla beraber yakalanabilecek fırsatların adresi dış pazarda gözüküyor. 

Daha önce bir benzerine rastlamadığımız bir kriz sürecindeyiz. Dünya ekonomileri küçülüyor, ülkeler arası ve ülke içindeki ticaret hacimleri daralıyor. İşlerin kötüye gittiği bir gerçek ancak BCG raporuna göre geri dönüş yapan firmaların gerçekleştirdiği satış artış oranının en fazla olduğu ülkelerden bir tanesiyiz. Her şeyin kötüye gideceği beklentisiyle merkez bankaları dünyayı likiditeye boğuyor. Statista veritabanına göre dijital ticaret pazarında en fazla bileşik büyüme gerçekleştirmesi beklenen ülke Türkiye. Riskleri iyi yönetebilen ve fırsatları görüp değerlendirebilenlerin faydalanarak çıkabileceği bir süreç içindeyiz. 

Uzman Hakkında

Dr. Selim Süleyman
Girişimcilik

Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden 2005 yılında mezun oldu. 2006 yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret Bölümü’nde yüksek lisansa başlayan Süleyman, 2007 yılında mezun oldu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim dalında başladığı doktora eğitimini, “Merkez Bankası Para Politikalarının Kredi Kanalıyla İmalat Sanayi Sektöründe Faaliyet Gösteren KOBİ’lerin Bilançosuna Etkisi” konulu tez çalışması ile 2013 yılında tamamladı. Hâlihazırda çeşitli üniversitelerde iktisat, işletme ve yöneticilik konularında Yüksek Lisans dersleri veriyor.

2006 yılında İstanbul Ticaret Odası KOBİ Araştırma ve Geliştirme Şubesinde iş hayatına başlayan Süleyman, 2009 Aralık ayından 2013 Temmuz ayına kadar çalıştığı kurumda KOBİ Araştırma Servisi şefi olarak çalışmalarını sürdürdü. Bu süre zarfında 340 bin üyesi olan ve bu üyelerin % 99’unun KOBİ niteliğinde olan firmalarla ilgili eğitimlerde, projelerde bilgilendirme seminerleri ve araştırmalarda bulundu.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri