Bir görünümün, göstergenin kendisini gerçek olarak göstermesi, kendini gerçekliğin yerine koyması o olay veya eşyayla ilgili anlamı farklılaştırabiliyor. Daha açık anlaşılması için örnek verecek olursak televizyon veya internetten sunulan bir tabiat manzarası ile o tabiatın içinde olmak bir değildir. Bir ormanda yürüyüşe çıkmanın getirdiği zorluklar ve mücadele edilmesi gereken engeller sanal dünyanın içerisinde yoktur. Ve sanallığa alışılan bir dünyada tatmin ve talepler de insanı zora sokmadan karşılanan göstergeler ile gerçekleşir. Eşya veya insanla ilgili bilgi edinmenin yolu direkt iletişimle mümkün oluyordu. İnsan ve eşyayla iletişime geçerek bilgi sahibi oluyorduk. Kendi kendimize soralım günümüzde hangi araçları kullanarak bilgi edinmeye çalışıyoruz? Öğrenmek istediğimiz ile aramıza hangi aracılar giriyor? Hangi göstergeler müdahale ederek gerçekliği dönüştürüyor ve yerine gerçek olarak kendisini koyuyor?
Çoğu icat ihtiyaçlardan değil hayallerden, daha fazlasını istemekten doğmuştur. Günümüzde istekleri kamçılayan, yönlendiren gerçek eşya veya tatminler değil sanal ortamlarda oluşturulan imaj ve semboller olmaktadır. İphone sadece bir cep telefonu değildir. Cep telefonundan daha baskın tarafı sanal olan imaj ve sembollere her an ulaşılabilir bir altyapıyı kolayca insanlara sunmasıdır.
Teknoloji insanı gerçek olarak inandığı bir ortamın içerisine yerleştirir. Esasında kurgusal bir dünyadır. Haber programlarında aktarılan görüntü ve bilgiler bir imaj ve göstergeler dünyasından geçit töreni düzenler. Göstergeler gerçekliği oluşturur. Medya aracılığıyla sunulanın haricinde gerçeklik dünyamızda azalmıştır.
Günümüzde tüketimin amacında ihtiyacın karşılanması değil prestij ve statü daha fazla ön plana geçmiştir. İletişim araçları, farklı ve yeni ürünler tükettikçe diğerlerinden kendimizi ayıracağımız gibi bir yanılgıyı pompalar. Gösterişin ağır bastığı Türkiye gibi ülkelerde kolaylıkla elde edilebilen tüketim üzerinden sanal tatminler hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Artık tüketim üzerinden şekillenen suni ihtiyaçların karşılanma usulü imgeler ve göstergeler üzerinden gerçekleşmektedir. Bize sunulan ve bizim de kabul ettiğimiz bu dünyada gerçekliğe dair izler silikleşmiştir. TV programları üzerinden internet üzerinden sunulan dünyanın içerisinde her şey vardır; Kültür, din, cinsellik, bilim, eğlence, korku, aile, ekonomi, siyaset, ağaç, su vs. Artırılmış bir gerçeklik içerisinde sunulan bu dünya gerçeğini aratmaz olmuştur. Bu dünyanın içerisinde insanlar daha kolay ve hızlı bir şekilde tüketim kararlarını değiştirir. İşte böyle bir ortama şirketlerimizin hazır olması hayati bir konudur.