Asırlık Şirketler

Dünyada bir asırdır faaliyet gösteren çok sayıda şirket bulunmaktadır. Birçoğunun ortak özelliği, küçük aile işletmesi olarak başladıkları faaliyetlerine önce kendi ülkelerinde büyüyerek, sonrasında küresel şirket hâline gelerek sürdürmeleridir. Birçoğumuz köklü geçmişe sahip olan bu işletmelerin büyüme süreçlerine şahitlik edemediğimiz için son durumlarına bakarak kuruluştan itibaren kurumsal şirket olarak başladıklarını düşünebiliriz. Ancak basit bir girişimcilik örneği olarak başlayan bu şirketlerin aldıkları mesafenin uzunluğu, büyük heyecan yaratıyor.

Asırlık şirket olmanın gerçek sırrı nedir? Çok farklı alanlarda faaliyet gösteren bu şirketlerde, kuruluşlarında girişimcinin gayretini, emekleme dönemlerinde kurumsallaşma ve sistemli bir yapıya dönüşmesinin hikâyesini bulabiliriz. İlk aşamada kurucunun ön planda olduğu dönemden kurucunun giderek geri planda kaldığı, kurumsal yapının ve markanın ön plana çıktığı bir sürecin geliştiğine şahit oluruz. Böylesine basit bir yapının bir sisteme dönüşmesindeki temel yapı taşının ilkeler olduğunu ve o ilkeler etrafında iş yapan yetenekli ve sistemin tamamlayıcı parçası olan insan kaynağını görebiliriz.

Sözün kısası; ortak nokta, kurucu ve girişimcinin ön planda olduğu, tüm gözlerin onda olduğu noktadan marka kimliğinin ön planda tutulduğu aşamaya ulaşılmış olmasıdır. Peki, gerçekte işletmeleri ayakta tutan temel ilke ya da prensipler nelerdir? Aslında bu sorunun tek bir cevabı bulunmuyor. Bazen kalite, bazen güven, bazen de sağlamlık oluyor. Ama hepsinin ortak amacı, tüketici tercihinde yer etme ve çalışan sadakatini sağlamaktır.

En güvenli araba, en kaliteli beyaz eşya ya da en güvenilir işletme hangisi diye düşündüğümüzde bu tanımlara karşılık gelen küresel markalar aklımıza gelecektir. Zihinlerimize bu tanımların kazınmış olması elbette bu markaların uzun yıllar süren çalışmalarının sonucu. Gerçekte bu sıfatlar, milyonlarca tüketici tarafından test edilip kanıtlanmıştır. Başka bir ifadeyle karşılığı olan tanımlardır.

Ülkemizde birçok işletme var; ancak çok azı asırlık marka. Asırlık markaların tıpkı küresel markalar gibi karşılığı var. Bu da bu şirketlerin bir asır varlık göstermelerinin tesadüfi olmadığını kanıtlıyor. Peki, birçok marka asırlık marka gayreti içinde olmasına karşın neden başarılı olamıyor? Çünkü yukarıda markalar için tanımladığımız sıfatların gerçek karşılığı olabilmesi için kurumsal işletme olmanız şart. Kurumsal olmayan işletmelerin misyon ve vizyonlarını geleceğe taşımaları mümkün değil. Sistemi kuramamış, kişiye dayalı patron şirketlerinin uzun ömürlü olma şansı yok. İşletmeleri girişimci kurar ancak geleceğe çalışanlar taşır. Bunu asla unutmamak gerekir. Her kararı kendisi alan, yetki ve sorumlulukları çalışanları ile paylaşmayan işletme sahiplerinin şirketlerini geleceğe taşımaları mümkün değildir.
 

Doç. Dr. Kadir Tuna

Uzman Hakkında

Prof. Dr. Kadir Tuna
KOBİ'lerin Kurumsallaşması

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.

Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri