Hile, genel anlamda “Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, entrika” şeklinde tanımlanmaktadır.
Muhasebe biliminde ise hile, “Bir işletmenin varlıklarının veya kaynaklarının kasıtlı olarak yanlış kullanımı veya uygulanmasıyla bir çalışanın kişisel yarar sağlamaya çalışması hareketi” olarak ifade edilebilir.
Türkiye’de Denetim Standartları hakkında Seri: X, No: 22 sayılı ve 12.06.2006 tarihinde yürürlüğe giren Sermaye Piyasası'nda Bağımsız Denetim Standartları Hakkında Tebliğ’de hile ve usulsüzlük şu şekilde tanımlanmıştır: “İşletme yönetimindekiler ile yönetimden sorumlu olan kişilerin, çalışanlarının veya üçüncü şahısların kasıtlı olarak adil veya yasal olmayan bir menfaat sağlamak amacıyla aldatma içeren davranışlarda bulunmalarıdır.
Hata ise kaydedilmesi gereken bir ekonomik olayın, bir tutarın veya açıklamanın finansal tablolara dahil edilmemiş olması ya da yanlış bir tutarın, yanlış bir işlemin finansal tablolara dahil edilmiş olmaları sonucunda meydana gelmektedir. Hata gözden kaçırma, dikkatsizlik gibi insanca sebeplerden dolayı oluşmaktadır. Hata ile hile arasındaki en önemli fark; hatada kasıt olmamasıdır.
İşletmelerde yapılan hilelerin ortak amacı zahmetsiz biçimde ve kısa zamanda finansal kazanç elde edilmesidir. Gerek işletmelerde gerekse işletme dışından üçüncü kişilerce yapılan hilelerin çeşitlileri mevcuttur.
Çalışan Hileleri
Çalışan hileleri varlıkların kötüye kullanılmasıdır yani amaç dışı usulsüz kullanılmasıdır. Varlıkların usulsüz kullanımı varlıkların işletmedeki bir veya birkaç çalışana amaç dışı olarak aktarmaktadır.
Varlıkların kötüye kullanımı genellikle işletmenin alt kademelerinde çalışanlar tarafından şu şekilde gerçekleştirilmektedir:
- Tahsilatları zimmete geçirmek.
- İşletmenin stoklarının kişisel kullanımı veya satmak üzere çalmak.
- İşletmenin almadığı mal veya hizmetler için gerçek dışı satıcılara ödeme yapmak ya da ödeme yapılmış gibi göstermek.
- İşletmenin maddi varlıklarını veya fikri mülkiyet haklarını çalmak.
- İşletmenin varlıklarını kişisel amaçlar için kullanmak.
- İşletmeden ayrılmış çalışanlara ödeme yapılmış gibi göstermek.
Yönetim Hileleri
Yönetim hileleri ağırlıklı olarak işletmenin üst düzey yöneticileri tarafından işletmenin finansal tabloları üzerinde yapılan düzenlemelerdir. Yönetim hileleri aşağıdaki şekillerde gerçekleşir:
- Finansal tabloların hazırlanmasını sağlayan muhasebe kayıtlarını veya belgeleri değiştirmek
- Yönetimin bilgisi dâhilinde kasıtlı olarak işletmeyle ilgili önemli bazı iş ve işlemleri, olayları veya açıklamaları saklamak
- Finansal tablolarda yer alması gereken bilgilerdeki miktar, sınıflandırma veya açıklayıcı notlarla ilgili kayıt ve bilgileri kasıtlı olarak saklamak
- Amortisman, stok değerleme, karşılık ayırma gibi işlemlerde uygulanan yöntemleri yıllar itibarıyla farklı muhasebeleştirmek. (Uçma, 2011:3).
Diğer Hile Türleri
Çalışan ve yönetim tarafından yapılan hilelerden farklı olarak diğer hile türleri şu şekildedir.
- Yatırım Hileleri: Yatırım hileleri, hileli ya da değersiz yatırımların, olaydan şüphe duymayan yatırımcılara satılmasıdır.
i. Değerli eşya hileleri: Kişileri değerli oldukları iddia edilen eşyalara yatırım yapmaları konusunda kandırarak yapılmaktadır.
ii. Piramit hilesi: Kişiler gruba dahil ettikleri her kişi başına belli bir kâr almaktadır.
ii. Uluslararası yatırım hilesi: Büyük getiri vaadiyle başka ülkelerde yapılan yatırımlardır.
iv. Borsa hilesi: Kolaylıkla manipüle edilebilecek işletmeleri hisse senetlerine yatırım yapmalarına ikna etmektir.
- Satıcı Hileleri: İşletmeye mal ve hizmet satan satıcıların yaptıkları hilelerdir. Satıcı hileleri, satıcının işletme çalışanlarından biriyle birlikte veya tek başına yapması sonucu gerçekleşir. Satıcının kalitesi düşük mal satması, işletmeye yüksek tutarlı satış yapması, eksik mal teslim etmesi veya hiç teslim etmemesidir.
- Müşteri Hileleri: Kişilerin üreticiler ve satıcılar aleyhine, normal koşullar ve kurallar altında elde etmesi imkânsız olan avantajları/sahiplikleri, üretici ve satıcıları kandırmak suretiyle elde etmeleridir.
Doç. Dr. Kadir Tuna