İlkeler; ekonomik etkinliği, sürdürülebilir büyüme ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla politika yapıcılara kurumsal yönetim için hukuki, düzenleyici ve kurumsal çerçeveyi değerlendirmeleri ve geliştirmelerinde yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, öncelikli olarak pay sahipleri, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin yanı sıra finansal aracılar ve servis sağlayıcılara denetim ve denge sistemi çerçevesinde kendi rollerini yerine getirmeleri için verilen doğru teşviklerle başarılabilmektedir. İlkelerin sade, anlaşılır ve uluslararası toplum için erişilebilir olması amaçlanmaktadır.
İlkeleri esas alarak kurumsal yönetim çerçevesinin kalitesini değerlendirmek ve ülkeye özgü ekonomik, hukuki ve kültürel farkları dikkate alan daha detaylı zorunlu ve ihtiyari hükümler geliştirmek hükümetlerin, özerk yönetimlerin veya özel sektör inisiyatiflerinin görevidir. İlkeler, finansal ve finansal olmayan payları borsada işlem gören şirketlere odaklanmaktadır. Uygulanabilir olarak görüldükleri ölçüde, payları borsada işlem görmeyen şirketlerde de kurumsal yönetimi geliştirmek için faydalı bir araç olabilirler. Bazı ilkeler küçük şirketlerden ziyade büyük şirketler için daha uygun olabilecekken; politika yapıcılar, küçük ve borsa dışı şirketler de dahil olmak üzere tüm şirketlerde iyi bir kurumsal yönetim için farkındalığı artırma isteğinde olabilirler. Kurumsal yönetim, şirketin yönetimi, yönetim kurulu, pay sahipleri ve diğer menfaat sahipleri arasındaki ilişkileri ihtiva etmektedir. Ayrıca kurumsal yönetim şirketin hedeflerinin ve bu hedeflere ulaştıran araçların ve performansın nasıl izleneceğinin belirlendiği bir yapı da sağlamaktadır.
İlkeler; piyasa katılımcılarının, yönetim kurulu üyelerinin ve şirket yetkililerinin iş kararlarını yargılamayı veya sorgulamayı amaçlamamaktadır. Bir uygulamanın bir şirket veya bir grup yatırımcıda işe yaraması tüm iş sektörü için de uygulanabilir olduğu veya ekonomik olarak sistemik öneme sahip olacağı anlamına gelmez. İlkeler, çalışanların ve diğer menfaat sahiplerinin çıkarlarını ve onların şirketin uzun vadedeki başarı ve performansına katkıda bulunma konusunda üstlendikleri önemli rolü kabul etmektedir. Şirketin karar verme süreçleriyle ilgili çevresel, yolsuzluğun önlenmesi veya etik kaygılar gibi diğer faktörler ilkelerde göz önüne alınmakla birlikte bu konular, ilkelerde atıfta bulunulan OECD Çok Uluslu Şirketler Rehberi, Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi, BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber İlkeleri ve ILO Çalışmaya İlişkin Temel Haklar ve İlkeler Bildirgesi’ni de içeren diğer bir takım belgelerde daha detaylı bir şekilde ele alınmıştır.
İyi kurumsal yönetimin tek bir modeli yoktur. Öte yandan iyi kurumsal yönetimi meydana getiren birtakım ortak unsurlar bulunmaktadır. İlkeler, bu ortak unsurların üzerine kurulmuştur ve mevcut farklı modelleri bünyesinde barındıracak şekilde tasarlanmıştır. Örneğin ilkeler, belirli bir yönetim kurulu yapısını desteklememektedir ve ilkelerde kullanılan “yönetim kurulu” terimi farklı ulusal modellerdeki yönetim kurulu yapılarını içinde barındırmaktadır. Bazı ülkelerde bulunan tipik iki kademeli sistemde, ilkelerde kullanıldığı şekliyle “yönetim kurulu” terimi “gözetim kurulu” anlamına gelirken, “kilit yönetici” terimi “yönetici kurul” anlamına gelmektedir. Üniter kurulların iç denetim organları tarafından denetlendiği sistemlerde, yönetim kuruluna uygulanan ilkeler aynı zamanda koşullara göre uyarlanmak kaydıyla burada da geçerli olmaktadır. “Kilit yönetici” teriminin tanımı farklı ülke mevzuatlarında içeriğine bağlı olarak örneğin ücretlendirme veya ilişkili taraf işlemleri gibi konularda farklılaşabildiğinden, ilkeler işbu terimin işlevsel ve İlkelerin amaçlanan sonuçlarını karşılayacak şekilde tanımlanmasını her bir ülkeye bırakmaktadır. “Ortaklık” ve “şirket” terimleri metin içinde birbirinin yerine kullanılmıştır.
Prof. Dr. Kadir Tuna
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.
Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.