Şirket Merkezi Nerede Olmalı?

Hızla büyüyen birçok işletmenin en fazla sorduğu sorulardan biri: “Şirket merkezini taşımalı mıyım?” Özellikle Anadolu’da birçok işletme, belli büyüklüğe ulaştıktan sonra şirketin merkezini İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere taşımak gerektiğini düşünüyor. Şirketin genel merkezini Gaziantep, Konya ya da Kayseri gibi şehirlerden İstanbul’a taşımak, başlı başına bir kurumsallaşmanın göstergesi olarak tanımlanıyor.

Bu sorunun cevabını vermeden önce daha çok hangi aile işletmelerinin şirket merkezini taşıdıklarına bir bakalım;
  • Tedarikçilere ve müşterilerine daha kolay ulaşanlar.
  • Daha nitelikli ve rekabetçi çalışan kaynağına ulaşmak isteyenler.
  • Büyük şehirde olmanın müşteri açısından itibar sağladığını düşünenler.
  • İhracat yapan firmaların yabancı müşteriler ile daha iyi koşullarda görüşme imkânı olduğunu düşünenler.
Bunlarda belli ölçüde haklılık payı olduğunu söyleyebiliriz. Daha nitelikli beyaz yakalı çalışanın yoğunluğu ve/veya pazara yakınlık gibi avantajları olabilir.
 
Öte yandan her işletmenin genel merkezini büyük şehirlere taşıma gerekliliği yoktur. Türkiye’nin her noktasına ulaşım imkânları sorunsuz bir şekilde gerçekleşiyor. Fayda-maliyet analizi yapılmalıdır. Bazı işletmeler genel merkezi taşımak yerine irtibat ofisleri kurmaktadır. Tamamen yöresel kaynaklarla üretim yapan bir gıda işletmesinin belli bir ölçeğe ulaşmadığı sürece genel merkezini taşımasına gerek yoktur. Böylesine bir durum genel yönetim giderlerini artırmaktan başka sonuç vermez. Örneğin İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde olmanın hiçbir avantajı olmadığı durumlarda böyle bir adım atmak işletmeye zarar verebilir.

İletişim kanallarının böylesine üst düzeyde kullanıldığı bir dönemde artık nerede üretim yaptığınız ya da genel merkezinizin nerede olduğu çok önemli değil. Önemli olan günümüzde işletmeniz için üretim ile başlayan ve müşteriye satış ve satış sonrası hizmetler ile devam eden döngüde kaynaklarınızı ne kadar verimli kullanıp kullanmadığınızdır. Burada bu verimliliği sağlamak için karşımıza çıkan temel noktanın yine kurumsallaşma olduğunu söyleyebiliriz.

Kurumsallaşmak, sistem kurmak demektir. Müşteriye ulaşırken zincirin halkaları ne kadar sağlam olursa rekabet şansınız o kadar artacaktır. Binlerce kilometre uzaklıkta üretim yapan müşterisiyle karşı karşıya gelemeden satış yapan yüzlerce firma var. Ülkemizde şirket merkezinin nerede olduğunu dahi bilmediğimiz, yöresel ürünlerini sosyal medya araçlarını kullanarak pazarlayan, sonrasında e-ticaret şirketine dönüşüp marka hâline gelen çok sayıda işletme var.

Artık işletmelerin merkezinin nerede olduğu önemli değil. Önemli olan; müşterinize, tedarikçinize hangi kanallarla ulaştığınız ve kaynaklarınızı verimli kullanıp kullanmadığınız.

Doç. Dr. Kadir TUNA

Uzman Hakkında

Prof. Dr. Kadir Tuna
KOBİ'lerin Kurumsallaşması

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden 1999 yılında mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorayı aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü’dür.

Başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerde bankacılık ve finans konularında lisans ve yüksek lisans düzeylerinde dersler vermektedir. 2003 yılında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Tasarısı TBMM Bütçe Plan Komisyon üyesi, 2005 yılında DPT 9. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi, 2008 yılında T.C Ulaştırma Bakanlığı İntermodal Finansman Özel İhtisas Komisyonu üyesi ve 2012 yılında T.C Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı Finansal Hizmetler Özel İhtisas Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Tuna, aynı zamanda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Çatı Dergisi Danışma Kurulu üyesi, Halkbank Beraber dergisi ve Takvim Gazetesi köşe yazarıdır. Televizyonlarda ekonomi alanında yorumculuk yapan Tuna’nın uzmanlık alanı ekonomi, bankacılık ve finanstır.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri