Aile Şirketlerinin Temel Özellikleri ile Avantaj ve Dezavantajları

1-Giriş

Aile şirketleri, dünyanın en eski ve en baskın işletme organizasyonu şeklini oluşturmaktadır. Birçok ülkede, aile şirketleri genel işletmelerin yüzde 70'inden fazlasını temsil etmekte ve ekonomik büyüme ile iş gücünün istihdamında önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin; İspanya'da, şirketlerin yaklaşık %75'i aile şirketidir ve ülkenin gayrisafi milli hasılasının ortalama %65'ine katkıda bulunurlar. Benzer şekilde, aile şirketlerinin Latin Amerika'daki toplam gayrisafi milli hasılaya katkısı yaklaşık %60'tır. Aile şirketleri, küçük ve orta ölçekli şirketler ile büyük holdingler (şirket toplulukları) arasında dağılım gösterir.

İtalya'da Salvatore Ferragamo, Benetton ve Fiat Grubu; Fransa'da L'Oreal, Carrefour Grubu, LVMH ve Michelin; Güney Kore'de Samsung, Hyundai Motor ve LG Grubu; Almanya'da BMW ve Siemens, Japonya'da Kikkoman ve Ito-Yokado; son olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde Ford MotorsCo ve Walmart Stores tanınmış bazı aile şirketleri arasındadır.

Şu da bir gerçektir ki çoğu aile şirketi, kurucusunun döneminden sonra çok kısa bir süre ayakta kalır ve aile şirketlerinin yaklaşık %95'i üçüncü nesil hissedarlığı yaşayacak kadar ayakta kalamaz. Bu, genellikle daha sonraki neslin büyüyen şirket ve çok daha geniş hâle gelen ailenin taleplerini karşılamaktaki hazırlıksızlığının sonucudur. Aile şirketleri, doğru yönetim yapılarını kurarak ve bu alanda mümkün olan en kısa zamanda müteakip nesillerin eğitim sürecini başlatarak ayakta kalma olasılıklarını arttırabilirler.

2- Aile şirketlerinin temel özellikleri

Aile; kan bağı, evlilik ya da ömür boyu bağlılık yoluyla birbiriyle ilişkisi olan insanlar anlamında ele alınabilir. Aile işletmeleri için pek çok tanım yapılmaktadır. Ailenin geçimini sağlamak, aile üyelerinin daha rahat yaşamalarını sağlamak ve mülkiyetin devamlılığını sağlamak gibi açıklamalar aile şirketi tanımlarını oluşturmaktadır.

“Aile Şirketi; en az iki neslin örgütte çalıştığı, işletmenin kurulmasındaki amacı ailenin geçimini sağlamak ve mirasın dağılmasını önlemek olduğu ve ailenin geçimini sağlayan kişinin şirketi idare ettiği, yönetim kademelerinin önemli bir bölümünde aile üyelerinin yer aldığı veya kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu şirketlerdir”.

Aile şirketlerinde genel amaç, çoğu zaman aileye daha iyi bir gelecek sağlama arzusu olarak şekillenmektedir. Böyle bir amaç aile şirketinin vizyonunu da belirlemektedir. Bu vizyon çerçevesinde belirlenen alt amaçlar doğrultusunda, ailenin değişimlere açık olması ve stratejilerini belirlemesi çok önemli rol oynamaktadır.

Aile ve işletme kavramlarının karşılıklı etkileşim hâlinde olmaları nedeniyle, aile işletmeleri karmaşık bir kavramdır. Bu etkileşimin hem olumlu hem olumsuz tarafları olabilmektedir. Aile işletmelerinde yalnızca aileyi öne çıkarmak ya da yalnızca şirketi öne çıkarmak doğru bir yaklaşım değildir. Aile işletmelerini incelerken bu iki kurum arasındaki büyük farklılıkları göz ardı etmemek gerekir.

Ailenin hedefleri, işletmenin hedeflerinden farklıdır. Aile içinde bireylerin uyum içerisinde yaşaması gerekmektedir ve her aile üyesine eşit fırsatlar tanınmaktadır. Hâlbuki işletmelerde eşitlikten bahsedilmez, burada adil olmak ve başarılı olmak önemlidir. Aile, birlik olma duygusuyla her üyenin işletmede yer almasını ister. Fakat işletmeler için böyle bir risk alınamaz. İşletme, çalıştıracağı insanlar konusunda seçici olmalı ve nitelikli iş gücü ile çalışmak zorundadır. Aile için güvenlik, rahat ve refah önemlidir. Fakat işletmelerde, rakiplere karşı avantajlı olabilmek ve değişen pazar koşullarına uyum sağlayabilmek için riskli kararlar alınması zorunludur.

Aile işletmelerinde, işletmenin başarılı olabilmesi için ailenin büyük rol üstlenmesi gerekmektedir. İşletmenin uzun ömürlü olmasını sağlamak için çalışanların istihdamı önemlidir. Şirkette çalışacak kişileri seçmek ve onları eğitmek aile işletmesinin sürekliliğini sağlamak için gereklidir. İşletmenin sonraki kuşağa devredilebilmesi için, insan kaynaklarına ve yönetimin istihdamına önem verilmesi de bir başka gerekliliktir. Aile işletmelerinde aile; güçlü bir örgüt kültürüne sahip olmak, çalışanların örgüte bağlılıklarını artırmak, onları örgüt amaçlarına sevk edebilmek, örgüt dinamiklerine uyum sağlamalarını kolaylaştırmak, etkin koordinasyonu sağlamak, çatışmaları azaltmak ve değerlerin nesilden nesile aktarılmasına yardımcı olmak gibi pek çok fayda sağlamaktadır.

3- Aile şirketlerinin avantaj ve dezavantajları  

Aile işletmelerinin ekonomik anlamda diğer işletmelere nazaran daha çabuk gelişip büyüdüğü gözlemlenmektedir. Fakat bunun yanında, yaşam süreleri açısından da bir o kadar hızlı yok oldukları bilinmektedir. Aile işletmelerinin kısa sürede büyümeleri ve kısa sürede yok olmaları gerçeği aile işletmelerinin avantajlarını ne kadar iyi kullanabildikleri ve dezavantajlarından ne kadar kaçınabildikleri ile doğru orantılı olarak yürümektedir. Bu nedenle, aile işletmeleri güçlü ve zayıf yönlerini belirleyerek bu yönde kararlar almalı ve yönetimlerinde bu kararları uygulayabilmelidirler.

Aile işletmelerinde finansal ihtiyaçların öz kaynaklar ile karşılanması, kararların hızlı bir şekilde alınabilmesi ve ailenin çevrede tanınıyor olması, aile işletmelerinin sosyal açıdan destek almalarına sebep olmaktadır. Yönetimin sık sık değişmemesi, dolayısıyla politikaların istikrarlı kalabilmesi, yönetimde bulunan aile bireylerinin birlik ve dayanışma içerisinde olmaları, ailenin tamamıyla işe odaklanması, amaç ve hedef bütünlüğü, kültür ve ahlaki değerlerin uyumu avantajlar olarak görülebilmektedir.

Şirketin her türlü karar alma ve sorun çözmede akrabaları ön planda tutması, yetkinin bir ya da birkaç aile üyesinin elinde bulunması, şirket sahibi patronun baskıcı ve yasaklayıcı bir yönetim sergilemesi, değişime açık olmaması, aile üyeleri ile şirket menfaatlerinin uyuşmaması, aile üyeleri arasında çıkan fikir ayrılıkları ve rekabet ve gelecekte yönetimin kime devredileceğinin belirlenmemesi de aile işletmelerinde dezavantaj olarak sayılabilmektedir.

AİLE ŞİRKETLERİNİN AVANTAJLARI:

1)      Sermaye yapısı finansman: İşletme sermayesinin çoğu öz kaynaklardan oluşmaktadır. Aile işletmelerinin çok büyük bir kısmının KOBİ olması yüzünden detaylı bir finansal analiz yapmak için gerekli verileri bulmak zor olabilir. Ayrıca bu veriler bulunsa bile özellikle işletme sahipleri ve yöneticileri, bu verileri sağlamaya istekli olmayabilirler. Finansman sorunlarının çözümünde, öz sermaye kullanılarak çözüm sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu da işletmenin dışarıda daha güçlü olmasını sağlamaktadır.

2)      Karar alma: Sermayenin ve yönetimin büyük çoğunluğuna sahip aile işletmeleri, teknik ve idari konularda daha hızlı karar alabilme becerisine sahiptirler. Bu da işletmenin yönetimsel kararlarında gereksiz hantallığı ortadan kaldırmakta ve işletmenin daha hızlı büyümesine yardımcı olmaktadır.

3)      Ekip ruhu sinerjisi: Aile işletmelerinde çalışanlar genelde aile üyelerinden oluştuğu için ekip sinerjisi bulunmaktadır. Aile üyelerinin birlik ve dayanışma ile çalışmaları, çalışanlar için de etkin bir motivasyon olmaktadır. İşin yapılmasında herhangi bir pürüzle karşılaşıldığında, aile üyeleri ve çalışanlar birbirlerine yardımcı olmakta, birbirlerinin eksiklerini tamamlamakta, dolayısıyla yapılması gerekenler kısa zamanda tamamlanmaktadır.

4)      Güçlü aile bağları: Aile üyelerinin arasındaki bağların güçlü olması nedeniyle aile üyeleri kendilerini işlerine adamışlardır ve çalışanlar da işlerini sahiplenmişlerdir. Bu sahiplenme ile pazar payı arttırılarak işletme sürekliliği sağlanmaktadır.

5)      Bilgi birikimi ve işe uyum: Aile işletmelerinin en büyük avantajlarından biri, aile üyelerinin işlerini yaşayarak öğrenmesidir. Bu bilgi ve tecrübe, işe ilgi duyan çocuklara işin niteliği ve işleyişi hakkında derin ve detaylı bir bilgi birikimi sağlayarak aile üyelerinin iş ile ilgili bilgilere çok erken yaşta sahip olmalarını sağlar.

6)      Kurum kültürü: Aile işletmelerinde ailenin sahip olduğu kültür, işletmeye de yansımaktadır. Geçmişten gelen birliktelik, iletişim, tutum, değer yargıları ve inançlar bütünlüğü kuvvetli bir kurum kültürünün oluşmasını sağlamaktadır. Ahlaki değerlerden türetilen ahlaki standartlar uygun bir iş ortamı, karşılıklı saygı ve adalet için temel teşkil etmektedir.

7)      Esneklik kabiliyeti: Aile işletmelerinde diğer kurumlarda olduğu gibi düzenli bir çalışma saatinden söz edilemez. Sabah 9 akşam 6 düzeni, bu işletmeler için geçerli değildir. Aile işletmelerinde girişimci, işiyle yatıp işiyle kalktığı için aile işletmelerinin müşterilerine verdiği hizmet aksamaya uğramadan devam etmektedir.

8)      Sosyal çevre: Birkaç kuşaktır yaşamını sürdüren birçok aile işletmesi için hızlı performans çıktılarına ulaşmak yerine, temel değerlerinden vazgeçmeden sürekli olma anlayışı daha prestij kazandırıcı olarak görülmektedir. Bu tip işletmeler için itibarın gelişmesi, genellikle işletmenin kuruluşu ile başlar ve çoğu zaman da kurucunun saygınlığı ile özdeşleşerek devam eder.

9)      Yönetim politikalarındaki stabilizenin sağlanması: Aile işletmelerinde yönetim kadrosu genellikle kemikleşmiştir. Dolayısıyla sık sık yönetimin değişmesine rastlanmamaktadır. Dolayısıyla hem çalışanlara hem de müşterilere işletmenin belirli bir düzen içerisinde yürüdüğü imajı verilmektedir.

AİLE ŞİRKETLERİNİN DEZAVANTAJLARI:

1)      Finansman yetersizliği: Ailenin borçlanmaya sıcak bakmaması nedeniyle, riskli ve belki de oldukça kârlı işlerden kaçınıyor olması, şirketin büyümesine engel olmakta veya büyüme hızında yavaşlamaya neden olmaktadır.

2)      Yanlış istihdam politikası: Aile işletmelerindeki terfi sisteminde genellikle yönetim kadrosunun yanında veya yakınında bulunan kişiler kendilerine avantaj sağlamaktadırlar. Aile değerlerinin iş değerlerinin önüne geçmesi hâlinde, yetersiz kişiler önemli görevlere getirilmekte, yeterli ve gerekli kişiler ise ilişkilerin kötü olması ya da istendiği gibi kurulamaması nedeniyle şirket dışında bırakılmaktadır. Aile işletmelerini diğer işletmelerden ayıran en belirgin özelliklerden birisi, şirket yönetimi ile işletme stratejileri üzerinde aile kültürünün açıkça etkili olması ve aile ilişkilerinin, iş ilişkilerinin önüne geçmesidir.

3)      Yetki ve sorumlulukların belirsizliği: İşletmelerde koordinasyon zincirinin sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için yönetimin görevleri birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde yerine getirmesi gereklidir. Aile işletmelerinde gerek çalışanların gerekse aile üyelerinin patrona, yöneticiye yakınlık derecelerine göre işletmede yer almaları sebebiyle koordinasyon sorunları meydana geldiği belirtilmektedir. Merkez odaklı yönetim yapısına sahip aile işletmelerinde tüm kararlar kurucu patron tarafından alınmaktadır. Bu durum, kurucunun olmadığı zamanlarda işlerin aksamasına da neden olabilmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden biri de şirket kurucusu ve akrabaların tüm yetkileri ellerinde bulundurmaları ve kimseyle paylaşmak istememeleri olarak görülebilir.

4)      Yönetim tarzı: Başta girişimci olmak üzere tepe yönetimdeki aile üyelerinin yetki ve sorumluluklarını paylaşmak istememeleri ve merkeziyetçi yönetim tarzına sahip olmaları nedeniyle aile üyeleri yetki devrine sıcak bakmamaktadırlar. Yetki ve karar alma haklarını kısıtlı ellerde tutuyor olmaları isabetsiz kararlar almalarına ve şirkette çıkabilecek verimli kararların önünün tıkanmasına sebep olmaktadır.

5)      Eğitim politikasızlığı: Aile işletmelerinde eğitimden ziyade iş tecrübesine önem verilmesi neticesinde, yeni neslin eğitim seviyesi düşük olmaktadır. Bu da iş için gerekli vasıflara sahip olmayan aile üyelerinin işletmede istihdam edilmesine neden olmaktadır. Yoğun rekabetin olduğu pazarda, aile işletmesinin geride kalmasına neden olmaktadır.

6)      Aile kültürü: Aile işletmelerinde olumlu bir özellik olarak görülen aile kültürünün çok katı olması olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Aile işletmeleri ortak mülkiyete dayalı kurumlar olduğundan ve aile üyeleri kendi değerlerini paylaşabileceğinden, emin olmadıkları kişiler yerine akrabalarından olan insanları yönetime dahil etmektedirler.

7)      Çıkar çatışmaları: Aile işletmelerinde çalışan aile üyeleri arasında meydana gelen uyumsuzluk neticesinde, işletmede ve çalışma ortamında huzursuzluk meydana gelecektir. İşletmede çalışan ve çalışmayan aile üyelerinin sorunlu ilişkileri ve varis seçimlerinde yaşanan belirsizlikler de soruna neden olmaktadır. Aile çıkarları ile işletme çıkarlarının birbirine karıştırılması, aile ile iş konularının birbirine girmesine sebebiyet vermektedir. Aile içerisinde çatışmaların çoğalması, aile üyeleri arasında iş memnuniyetsizliğine neden olmaktadır.

8)      Devir planının olmayışı: Aile işletmelerinde kurucu patron şirketi sıfırdan bugünlere getiren kişi olarak tanımlanmaktadır. Kurucu patron işletme içerisinde otokratik bir yönetim tarzı benimsemiş ise çalışanlarına da bu düşünceyi kabul ettirmiştir. O an yönetimi elinde bulunduran yönetici, yönetimi devretme sürecinde, yönetimi elinde bulundurmayla edindiği gücünü devretme durumu da söz konusu olduğundan, işletmenin devamlılığını sürdürme ve kendi gücünden vazgeçme düşünceleri arasında bir çatışma yaşayacaktır.

                                                                                                                                                                                                                                                                                                Dr. A. Engin Ergüden

Uzman Hakkında

Doç. Dr. A. Engin Ergüden
Muhasebe ve Denetim

İş yaşamına 1995 yılında Güreli YMM A.Ş.’de denetçi yardımcısı olarak başlayan Ergüden, 1998 yılında Denet YMM A.Ş.’nin denetim bölümünde kıdemli denetçi olarak çalıştı. 2000-2006 yılları arasında Zorlu Holding A.Ş. İç Denetim Departmanı’nda İç Denetim Müdür Yardımcısı ve İç Denetim Müdürü, 2006-2009 yılları arasında da Unitim Holding A.Ş.’de İç Denetim Müdürü olarak görev yaptı. Hâlen 2009 yılının Ekim ayında kurduğu Erler SMMM Denetim Hizmetleri Limited Şirketi’nde yönetici ortak olarak denetim danışmanlığı ve denetim hizmetleri veriyor.

Dr. Engin Ergüden, SMMM ve CRMA ruhsatına sahip olup Türkiye İç Denetim Enstitüsü Akademik İlişkiler Komitesi üyesi, The Institute of Internal Auditors, Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ve Muhasebeciler Mali Müşavirler Birliği Derneği üyesi.

Çeşitli üniversitelerde lisans ve yüksek lisans programlarında dersler veren Ergüden,
TÜRMOB-Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nde Türk Ticaret Kanunu ve Bağımsız Denetim Standartları ve Uygulamaları ile Kamu Gözetimi Kurumu, meslek mensubu yetkilendirme eğitimleri kapsamında bağımsız denetim standartları ve şirketlere yönelik profesyonel eğitimler de veriyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri