Günümüzde, sanayileşmenin gittikçe hızlanması ve sanayi işletmelerinin ölçeklerinin büyümesi bu işletmelerin doğal çevreye olan etkilerini gittikçe artırmıştır. 45-50 yıllık geçmişte sanayi işletmelerinin doğaya vermiş oldukları zararlar yöresel bazda oluşmakta iken, günümüzde zarar gören doğa bölgesel hatta kıtasal düzeye ulaşmıştır. Geleneksel muhasebe, işletmenin işleyişi ile işletmenin ekonomik unsurları arasındaki ilişkileri ve değişimleri, belirli bir dönem sonundaki durumlarını kâr veya zarar olarak parasal açıdan belirleyebilmektedir. Geleneksel muhasebe sistemleri üretim işleminin veya ticari işlemin yalnızca parasal yönü ile ilgilenmiş, üretim ve tüketimin sosyal maliyetlerini göz ardı etmiş, üretimin temel faktörlerini dikkate alırken çevre unsurunun sorumluluğunu yüklenmemiştir. Bu da geleneksel muhasebe sisteminin bakış açısının darlığını göstermektedir.
Sürdürülebilir kalkınmada üretimdeki süreçlerindeki yaklaşım, zaman içinde gerçekleştirilebilmelerine göre ele alınmaktadır. Kısa dönemde mevcut üretim biçimlerinin atıklarının fiziki çevre için zararsız hâle getirilmesi ve iyileştirilmesi gerçekleştirilmeye çalışılmakta; uzun dönemde ise bu atıkların üretilmemesini sağlayacak üretim biçimlerine geçilmesi amaçlanmaktadır. Uzun dönemde amacın, doğaya zararlı atık üretilmemesi ve dolayısıyla atıkların ortadan kaldırılması için bir kaynak kullanımına gidilmemesi yani çevre kirliliğinin üretim anında önlenmesi olduğu açıktır. Çevre muhasebesinin temel felsefesi; doğal çevrenin önemini çok çarpıcı olarak ifade eden, Kuzey Amerika yerlilerinin “Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık” atasözü ve benzeri görüşlere dayanmaktadır. Buradan yola çıkarak; doğal çevreye verilen zarar veya doğal çevreye kazandırılan değerlerin, globalleşme süreci içinde bulunan dünyamızın hem mikro hem de makro düzeyde sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı içinde değerlendirilebilmesi ve ortaya konulabilmesinin sağlanması amacıyla çevre muhasebesi düşüncesinin gerekliliği ortaya çıkmıştır.
2. Çevre Muhasebesi Felsefesi
“Çevre Muhasebesi Sistemleri” bir felsefeyi taşısa da tanımı hâlâ tam olarak yapılamamıştır. Bu nedenle konunun bazı yönlerini tanımlamada yarar vardır. Çevre Muhasebesi nedir? Bu soruya tam bir açıklama getirilememekle birlikte aşağıdaki hedefler amaçlanmaktadır. Bu hedefler:
• Geleneksel muhasebe uygulamalarının olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için araştırmak,
• Geleneksel muhasebe sistemi içinde, çevresel maliyetleri ve gelirleri ayrı olarak tanımlamak,
• İşletmenin hem iç hem de dış çıkar grupları için yeni performans ölçüm raporları, formları geliştirmek,
• Yönetim kararlarından daha fazla çevresel yararlılık elde edebilmek için yeni finansal veya finansal olmayan muhasebe, bilgi ve kontrol sistemleri oluşturmak şeklinde ele alınmaktadır.
1993 yılında İtalya’da başlatılan bir çalışma çevre muhasebesinin ulusal ve işletmeler bazında veri ve referans ihtiyaçlarına ait terimlerin açıklanmasına yönelik olarak devam etmektedir.
Araştırmada temel iki kavram üzerinde durulmaktadır. Bu kavramlar:
a. Çevresel Uydu Sistemi: Bu sistem, geleneksel muhasebe sistemi hesaplarına paralel olarak oluşturulmak istendiğinden, uydu olarak isimlendirilen bir sistem olup, hâlen muhasebe sistemine entegre edilememiştir ve doğal kaynak şeklindeki girdilerin ve elde edilen atıkların fiziksel akışlarını sayısallaştırmayı amaçlamaktadır.
b. Doğal Miras Hesabı: Bir dönem süresinde doğal kaynaklara ait dönem başı (başlangıç) değerlerini, dönem içindeki değişimlerini ve dönem sonu değerlerini gösteren fiziksel bir hesaptır.
Sosyoekonomik bir olay olarak ele alınan çevrenin, muhasebesinin söz konusu edildiği çevresel muhasebe uygulamasının görülebilen üç zorluğu bulunmaktadır: Bu zorluklardan birincisi çevre olayında belge, bilgi ve dokümanın kolaylıkla edilememesi, ikincisi fiziksel olarak çevreye verilen zararın ölçümünün zorluğu, üçüncüsü ise bu fiziksel birimlerin muhasebede kullanılmasına ilişkin bir metot bulunmamasıdır. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilecek belge düzeni ve muhasebede kullanılabilecek metotlar, çevreye verilen zararın ölçülmesi zorluğuna rağmen çevredeki değişimlerin muhasebe sistemi içinde veya ayrı olarak gösterilebilmesine olanak sağlayacaktır.
3. Çevresel Maliyetler
“Çevresel maliyet muhasebesi, insan faaliyetlerinin çevresel etkisinin parasal değil fiziksel ölçümüdür” şeklinde tanımlanmaktadır. Çevreyi koruma, doğal yaşamı devam ettirme amacıyla işletmelerin katlandıkları maliyetler işletmenin çevresel maliyetlerini oluşturur. Dikkat edilirse, çevresel maliyetler aslında üretim işletmeleri ile direkt ilişkili değildir. Bu da çevresel maliyetlerin endirekt maliyetler olarak ele alınmasını gerektirir.
Çevresel maliyetler geleneksel muhasebe ve finansal analiz sistemleri tarafından, hammadde ve işçiliğe ait maliyetleri genel üretim giderleri olarak ele alınmaktadır. İşletmenin toplam giderleri açısından ele alındığında çevresel ekipmanlara ait bakım giderlerinin çevresel gider olarak mı, yoksa bakım gideri olarak mı ele alınacağı kararı bir farklılık göstermez.
Bununla birlikte, spesifik kararlarda bu maliyetlerin temeli araştırıldığında neden ve sonuçları arasında ilişki bulunabilir. Eğer bu maliyetler yalnızca bakım onarım giderleri bütçesinde yer alırsa yöneticiler daha temiz üretim olgusunu önemsemeyecekler ancak işletmenin çevresel sorumluluğa olan katkısı devam edecektir.
Bunun yanında, diğer genel üretim giderlerinin dağıtımlarında da olduğu gibi çevresel maliyetlerin klasik dağıtım yöntemlerine göre mamullere yüklenmesi bazı yanlışlıklara neden olabilir. Bu nedenle, ABC (Activity Base Accounting) sisteminin kullanılması genel üretim giderlerinin tam anlamıyla belirlenmesini sağlayabilir. Bu da çevresel maliyetlerin daha anlamlı bir şekilde tanımlanması anlamına gelir
4. Yönetim ve Çevre Muhasebesi
Yönetim kararlarında zamanlı ve geçerli bilgi sağlayabilmek için çevre muhasebesinde ihtiyaç duyulan başlıklar:
• Olası riskler için muhasebe,
• Enerji, çöp ve çevresel koruma gibi bazı alanlarda maliyet analizleri,
• Çevresel faktörleri içine alan yatırım değerlendirmeleri,
• Bilançoda ve maliyetlerde ekolojik terimler (finansal olmayan) oluşturularak muhasebe tekniklerini geliştirmek,
• Çevresel iyileştirme programlarının maliyet ve gelirlerini değerlendirmek ve vergilendirmek şeklinde ele alınabilir.
Çevresel maliyet değerlendirme sistemleri;
• Mamul karışım kararları,
• Üretim giderlerinin seçimi kararı,
• Kirliliği önleme projelerinin değerlendirilmesi kararları,
• Atık değerlendirme tercihleri kararları,
• Çevresel maliyetlerin karşılaştırılması kararları,
• Mamul fiyatlaması kararları gibi kararların daha farklı açılardan ele alınmalarına yardımcı olacaktır.
Bu kararların geliştirilmeleri yanında, yeni karar verme araçlarını oluşturmak ve geliştirmek işletmeler için çok zordur, çünkü mevcut muhasebe ve bilgi sisteminin yeniden düzenlenmesini gerektirir. Verilerin toplanması, açıklanması ve analiz edilmesine ilişkin küçük gelişmeler bile çevresel ve ekonomik kârlılıklara katkı sağlayacaktır.
Kaynaklar:
1) Özkol Erdal, Çevre Muhasebesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt:13, Sayı:I, Yıl:1998
Doç. Dr. A. Engin Ergüden
15.11.2024
İş yaşamına 1995 yılında Güreli YMM A.Ş.’de denetçi yardımcısı olarak başlayan Ergüden, 1998 yılında Denet YMM A.Ş.’nin denetim bölümünde kıdemli denetçi olarak çalıştı. 2000-2006 yılları arasında Zorlu Holding A.Ş. İç Denetim Departmanı’nda İç Denetim Müdür Yardımcısı ve İç Denetim Müdürü, 2006-2009 yılları arasında da Unitim Holding A.Ş.’de İç Denetim Müdürü olarak görev yaptı. Hâlen 2009 yılının Ekim ayında kurduğu Erler SMMM Denetim Hizmetleri Limited Şirketi’nde yönetici ortak olarak denetim danışmanlığı ve denetim hizmetleri veriyor.
Dr. Engin Ergüden, SMMM ve CRMA ruhsatına sahip olup Türkiye İç Denetim Enstitüsü Akademik İlişkiler Komitesi üyesi, The Institute of Internal Auditors, Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ve Muhasebeciler Mali Müşavirler Birliği Derneği üyesi.
Çeşitli üniversitelerde lisans ve yüksek lisans programlarında dersler veren Ergüden,
TÜRMOB-Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nde Türk Ticaret Kanunu ve Bağımsız Denetim Standartları ve Uygulamaları ile Kamu Gözetimi Kurumu, meslek mensubu yetkilendirme eğitimleri kapsamında bağımsız denetim standartları ve şirketlere yönelik profesyonel eğitimler de veriyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.