Bu ayın makalesinin konusu geçen yıl 7194 sayılı Kanun’la kabul edilen ve 1 Mart 2020 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan dijital hizmet vergisi. Dijitalleşmenin tüm dünyada etkisini sürdürmesi üzerine ülkeler vergi tabanlarını korumak ve gelirlerini arttırmak üzere dijital hizmet vergisini uygulamaya başlamışlardır. Bu vergiyi yakın tarihlerde uygulamaya başlayan ülkeler arasında Türkiye, İngiltere, İtalya, İspanya, Hindistan ve Avusturya yer almaktadır. Google, Facebook ve Twitter gibi ABD şirketlerinin ülkelerde sağladığı dijital hizmetlerden elde ettikleri gelirlerden vergi temin etmek için uygulanmaktadır. Daha çok Amerikan dijital hizmet şirketlerinden alınacağından bu ülke tarafından çok fazla eleştirilmektedir. Hatta bu günlerde ABD, dijital hizmet vergisi yoluyla kendi ülkesi aleyhine ayrımcılık yapıldığını ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu devletlere ek gümrük vergisi getireceğini duyurmuştur.
Uluslararası alanda giderek tartışmalı hâle gelen bu verginin ana hatları aşağıdaki gibi ortaya konulabilir.
Türkiye’de sunulan üç dijital hizmet türü verginin konusunu oluşturmaktadır. İlki; dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleridir. İkincisi; sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetlerdir. Üçüncüsü, kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleridir.
Verginin mükellefi dijital hizmetleri sağlayan işletmelerdir. Bu işletmelerin Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine etki etmeyecektir. Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâllerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı (Bakanlık), vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutabilecektir.
Vergi yüksek cirolu dijital hizmet işletmelerini ilgilendirmektedir. Verginin konusunu giren hizmetlere ilişkin Türkiye’de elde edilen hasılatın 20 milyon Türk Lirası’ndan veya dünya genelinde elde edilen hasılatın 750 milyon avrodan fazla olan işletmeler dijital hizmet vergisini ödemekle mükelleftir. Bu rakamların altında ciro yapan işletmeler vergiden muaftır.
Verginin matrahı, verginin konusuna giren dijital hizmetler nedeniyle elde edilen hasılattır. Oranı hasılat üzerinden %7,5’tir. Dijital hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmez. Vergilendirme dönemi her bir takvim ayıdır. Mükellefin beyanına dayalıdır. Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, dijital hizmet vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine vermekle ve aynı süre içinde ödemekle yükümlüdürler.
Dijital hizmet vergisi, Türkiye’de katma değer vergisi mükellefiyeti bulunan hizmet sağlayıcıları için bu vergi bakımından bağlı bulundukları vergi dairesince tarh olunur. Katma değer vergisi mükellefi bulunmayan mükellefler için ise Bakanlıkça belirlenecek vergi dairesince tarh olunur.
Dijital hizmet vergisi mükelleflerince ödenen dijital hizmet vergisi, bu mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir.
Vergiyi güvence altına almak amacıyla gerekli müessesler kanunda yer almıştır. Dijital hizmet sağlayıcılarının kendilerine verilen süreler içinde kanuni yükümlülüklerini yerine getirilmemesi hâlinde, sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Bakanlıkça karar verilir. Bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gönderilir. Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.
Türkiye geçen yıl dijital hizmet vergisini diğer ülkelerle birlikte getirmekle olumlu bir adım atmıştır. Bu sayede vergi tabanını koruma yoluna gitmiş ve vergi gelirlerini arttırmıştır. Uluslararası vergilendirme alanındaki ciddi mücadelenin taraflarından biri hâline gelmiştir. Diğer ülkelerin yaşadığı gibi mücadele kaçınılmazdır. Bu mücadele yakın gelecekte de devam edecektir.
1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.
Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.