Vergilendirme ilkelerinden vergide eşitlik ilkesine göre vergi yükünün vatandaşlar arasında adaletli ve dengeli şekilde dağıtılması gereklidir. Bu nedenle vergi, gelir, servet ve harcama düzeylerindeki farklılıklar göz önünde bulundurularak vatandaşların mali gücü ile orantılı olarak alınmalıdır. Mali güce göre vergilendirme, verginin kişilerin ekonomik ve kişisel durumlarına göre alınmasını ifade eden bir yaklaşımdır.
Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73’üncü maddesinde “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır” denilmek suretiyle, ülkemizde de vergilemede eşitlik ilkesi ve buna bağlı olarak mali güce göre vergilendirme esası benimsenmiştir.
Mali güce göre vergilendirmeyi sağlamak için vergi kanunlarında; en az geçim indirimi, artan oranlı vergi tarifeleri ve bunların yanında emek gelirlerinin sermaye gelirlerine göre daha hafif vergilendirilmesini sağlayan vergi muafiyeti, istisna ve indirimlerine yer verilmektedir. Bu uygulamalardan üzerinde en çok durulanı asgari geçim indirimidir. Asgari geçim indirimi uygulamasının temelinde kişinin kendisinin ve ailesinin yaşamını asgari düzeyde sürdürmeye yetecek gelirinin vergi dışı bırakılması gerektiği anlayışı yatmaktadır.
Gelir vergisi sistemimizde asgari geçim indirimi 2008 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Uygulamaya ilişkin esaslara ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 32’nci maddesinde yer verilmiştir. Düzenleme ile ücret geliri elde edenlerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta kullandıkları gelir miktarı asgari ücrete endeksli olarak belirlenerek vergi dışı bırakılmış, böylece ücretliler üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve daha adil bir gelir dağılımının sağlanması hedeflenmiştir.
Düzenlemeye göre asgari geçim indiriminden sadece ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişiler yararlanabilmektedir. Ücretleri diğer ücret kapsamında vergilendirilen hizmet erbabı, dar mükellefiyet kapsamında ücret geliri elde edenler, başka bir kanun hükmü uyarınca ücretlerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayanlar ile ücret geliri elde etmeyen diğer gerçek kişilerin ise asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanması mümkün değildir.
Asgari geçim indirimi, ücretin elde edildiği takvim yılı başında belirlenen 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarı ile ücretlinin şahsi ve medeni durumu dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Buna göre, asgari geçim indiriminin yıllık tutarı, asgari ücretin yıllık brüt tutarının;
• Mükellefin kendisi için yüzde 50,
• Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için yüzde 10,
• Çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5, üçüncü çocuk için %10, diğer çocuklar için % 5,
oranları ile çarpılması sonucu ulaşılan tutarların toplamına, gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine ilişkin yüzde 15 oranının uygulanmasıyla bulunur. Asgari geçim indiriminin yıllık tutarı, ücretlinin asgari geçim indiriminden bir yıl boyunca faydalanacağı net menfaati gösterir.
Aylık yapılan ücret ödemelerinde asgari geçim indirimi, hesaplanan yıllık tutarın 12'ye bölünmesi suretiyle hesaplanır. Bu tutar aylık hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilerek asgari geçim indirimi uygulanır. Bir ay içerisinde yararlanılabilecek asgari geçim indirimi tutarı, yıllık olarak hesaplanan tutarın 1/12'sini geçemez.
Asgari geçim indirimi tutarının ücretlinin aylık hesaplanan vergisinden fazla olması halinde, fazlası dikkate alınmaz. Peşin olarak ödenen ücretler, asgari geçim indirimi uygulaması yönünden, nakden veya hesaben ödemenin yapıldığı dönemin geliri sayılır. Asgari geçim indiriminden, ücret gelirlerini yıllık beyanname ile bildirenler de yararlanabilir. Artan oranlı vergi tarifesi nedeniyle bazı aylarda net ücretleri yılbaşında ödenen ücret tutarının altında kalan asgari ücretlilerin asgari geçim indirimi, net ücrette yaşanan azalışa eşit tutarda bir ilavenin yapılması suretiyle hesaplanır.
Aynı zamanda birden fazla işverenden ücret alınması halinde, asgari geçim indirimi uygulaması, en yüksek ücretin elde edildiği işveren tarafından gerçekleştirilir. En yüksek ücretin hangi işverenden alınacağının belli olmaması halinde, indirimden yararlanılacak işveren ücretli tarafından belirlenir. Ücretlinin asgari geçim indiriminden aynı anda birden fazla faydalandığının tespiti halinde kayba uğratılan vergi, ücretliden cezalı olarak tahsil edilir.
Ücret gelirlerinden kesilen gelir vergisinden mahsup edilen asgari geçim indirim tutarının, o aya ilişkin ücretiyle birlikte işverenler tarafından ücretliye nakden ödenmesi gerekir. Aksi halde, muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gereken vergi, ilgilisine ödenmeyen asgari geçim indirimi kadar eksik beyan edilmiş olacağından bu vergiler için işverenler hakkında cezalı tarhiyat yapılması söz konusu olacaktır.