Ülkeler, üretim ve ihracatı artırmak, işsizliği azaltmak, bölgelerarası gelir ve kalkınma farklılıklarını ortadan kaldırmak için çeşitli teşvik programları uygularlar. Teşvikler, yatırımların belirli sektörlere ve faaliyet türlerine yönlendirilmesi suretiyle verimlilik ve rekabet gücünün artırılmasına böylece ekonomik büyümenin hızlandırılarak belirlenen hedeflere ulaşılmasına olanak sağlar.
Teşvik programlarında kullanılan unsurların başında vergi teşvikleri gelmektedir. Vergi teşvikleriyle, teşvik politikasının hedefleri doğrultusunda belirli gelir unsurları ile harcamaların veya işlemlerin vergiden istisna edilmesine, verginin çeşitli yollarla ertelenmesine veya iade edilmesine olanak sağlanmaktadır.
Ülkemizdeki teşvik politikalarına paralel olarak uygulamaya konulan vergisel teşviklerden birisi de imalat sanayi yatırımlarına ilişkin inşaat harcamalarındaki KDV istisnasıdır. 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Katma Değer Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 37’nci madde ile yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen imalat sanayi yatırımlarına ilişkin olarak 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yapılan inşaat harcamaları KDV’den istisna edilmiştir.
İstisnadan yararlanabilmek için; mükelleflerin imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesine sahip olması, inşaat işlerinin bu teşvik belgesinde öngörülen yatırıma ilişkin olması ve teşvik belgesinde öngörülen süre içinde yapılmış olması gerekmektedir.
İstisna, münhasıran söz konusu yatırımlara ilişkin olarak yapılan inşaat taahhüt işi, nakliye, hafriyat ve benzeri inşa işlerini kapsamaktadır. Yatırımı yapanların söz konusu inşaat işlerinde kullanılan mal alımları da bu kapsamda değerlendirilmektedir. Dolayısıyla söz konusu istisna, inşaat işlerine ilişkin olmak koşuluyla hem hizmet hem de mal alımlarını kapsamaktadır.
İstisna, verginin önce uygulanıp sonra iade edilmesi şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle yatırımcılara bu kapsamda mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunanların KDV istisnası uygulamaları mümkün olmayıp istisna kapsamındaki işler için genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplamaları gerekmektedir.
Mükellefler tarafından bu şekilde yüklenilen vergilerin, öncelikle indirim yoluyla telafi edilmesi gerekmektedir. İlgili dönemlerde yüklenilen ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin ise başvuru üzerine iadesi mümkün bulunmaktadır. KDV’nin iade süreci ise sabit yatırım tutarı esas alınarak iki gruba ayrılmak suretiyle belirlenmiştir. Buna göre;
1. Asgari 50 milyon TL tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlarda, inşaat işleri dolayısıyla yüklenilen ve ilgili olduğu yılın altı aylık dönemi itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin altı aylık dönemi izleyen bir yıl içerisinde,
2. 50 milyon TL tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlarda, inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve ilgili olduğu yılın sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin izleyen yıl içerisinde,
mükellefe iade edilmesi öngörülmüştür.
Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, düzenleme uyarınca vergi ziyaı cezası uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmekte olup bu vergiler ve cezalarda zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlamaktadır.
Tamer AKSOY