Katma Değer Vergisi harcamalar üzerinden alınan, üretim ve dağıtım zincirinin her aşamasında uygulanan, vergi yükünün mükellefler tarafından indirim yoluyla bir sonraki aşamaya aktarıldığı, bu mekanizma sayesinde vergi yükünün nihai tüketiciler üzerinde bırakıldığı dolaylı bir vergi türüdür. KDV uygulamasında mükelleflerce yüklenilen vergilerin indirim yoluyla giderilmesi esas olmakla birlikte tam istisna kapsamındaki işlemler, KDV tevkifatına tabi işlemler ve indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iadesi de mümkün bulunmaktadır.
İadeye konu olabilen işlemlere ilişkin vergilerin iadeleri, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde yapılan açıklamalar çerçevesinde gerçekleştirilmekle birlikle zaman zaman mükellefler tarafından iade sürecinin uzunluğundan ve bu durumun ciddi bir finansman maliyetine yol açtığından bahisle serzenişte bulunulmaktadır. Bugüne kadar KDV iadelerinde yaşanan sorunlar ile gecikmelere çözüm bulmak ve KDV iade sürecini hızlandırmak için maliye idaresince çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.
Bu kapsamda 20 Şubat 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yeni bir tebliğle KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’na dayalı iade uygulaması başlatılmıştır. Uygulama ile belirli şartları taşıyan mükelleflerin, iadelerinin yarısını, KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’nun oluşturulmasından itibaren on iş günü içinde alabilmelerine olanak sağlanmıştır.
Uygulamadan yararlanabilmek için mükelleflerin;
1) En az 24 dönem (vergilendirme dönemi 3 aylık olanlar için en az 8 dönem) KDV beyannamesi vermiş olması,
2) Daha önce en az üç vergilendirme dönemine ilişkin iade talebinin sonuçlanmış olması,
3) Kendisi, ortakları, ortaklıkları ve kanuni temsilcilerinin;
a) Özel esaslara tabi olmaması,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimlerince yapılan değerlendirme ve analizler sonucunda bireysel olarak veya organize bir şekilde sahte belge düzenleme tespiti nedeniyle incelemeye sevk edilmemiş olması,
c) Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimlerince iade taleplerinin riskli iade kapsamında incelemeye sevk edilmemiş olması,
4) KDV Uygulama Tebliği’nin (IV/A-6.) bölümünün birinci paragrafının (iv) ayrımı ve üçüncü paragrafı kapsamında iade taleplerinin incelemeye sevk edilmemiş olması gerekmekte.
1 Mart 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren uygulamaya göre, Ocak 2019 ve sonrasındaki işlemlerden kaynaklanan, işlem türü itibariyle YMM KDV İadesi Tasdik Raporu ile talep edilebilen nakden iade talepleri, KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’na dayalı olarak yerine getirilebilecek.
Bu kapsamdaki taleplerin işleme alınabilmesi için;
- Standart iade talep dilekçesinin,
- YMM KDV İadesi Tasdik Raporu’nun,
- İade talebine ilişkin gerekli diğer belgelerin,
ibraz edilmesi gerekmektedir.
Belgeleri ibraz eden mükelleflerin talepleri KDV İadesi Risk Analiz Sistemi tarafından sorgulanacak, sorgulama sonucunda üretilen KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’na göre iade talebinin olumsuzluk tespit edilmeyen kısmının yarısı, Ön Kontrol Raporu’nun oluşturulmasından itibaren on iş günü içinde mükellefe iade edilecektir.
Kalan kısmın iadesi, KDV İadesi Risk Analiz sistemi tarafından üretilen KDV İadesi Kontrol Raporu’na ilişkin kontroller, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu’na ilişkin kontroller ve vergi dairesince yapılması gereken diğer kontrollerin tamamlanmasının ardından ulaşılan sonuca göre gerçekleştirilecektir.
Diğer yandan, HİS (Hızlandırılmış İade Sistemi) ve İTUS (İndirimli Teminat Uygulama Sistemi) sertifikası sahibi mükelleflerin de KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’na dayalı iade uygulamasından yararlanması mümkündür. Ancak bu uygulamadan faydalanmak için başvuran mükelleflerin, KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’na göre iade edilen tutardan sonra kalan iade tutarına ilişkin olarak HİS, İTUS, Artırımlı Teminat Uygulaması (ATU) ve teminat karşılığı iade uygulamalarından faydalanmaları mümkün bulunmamaktadır. HİS, İTUS, ATU kapsamında veya teminat karşılığı iade talebinde bulunduktan sonra bu talepten vazgeçilerek aynı iadenin KDV İadesi Ön Kontrol Raporu’na dayalı olarak alınması da mümkün değildir.