Kişiler tarafından elde edilen kira gelirleri vergi sistemimizde gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmekte ve gelir vergisine tabi bulunmaktadır. Gayrimenkul kiralanması denilince çoğumuzun aklına ilk anda sadece taşınmaz malların kiralanması gelir. Ancak vergi mevzuatımıza göre gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendilen kira gelirlerinin konusu bina, arsa, arazi gibi taşınmaz mallar olabildiği gibi gayrimenkullerin ayrı olarak kiraya verilebilen tesisatı demirbaş eşyası ve döşemeleri, gayrimenkul olarak tescil edilen haklar, telif hakları, gemi ve gemi payları, motorlu yükleme ve boşaltma araçları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ve benzerlerinin kiraya verilmesinden elde edilen gelirler de gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir.
Vergi sistemimiz konut olarak kullanılmak üzere kiraya verilen taşınmazların gelirlerinin vergilendirilmesinde diğer gayrimenkul sermaye iradı unsurlarından farklı bir politika benimsemiş ve belirli koşulları taşıyan mükelleflerin elde ettiği kira gelirlerinin bir kısmını vergiden istisna tutmak suretiyle konut kirası elde eden mükellefler lehine bir avantaj sağlamıştır.
Taşınmazların konut olarak kiraya verilmesi dolayısıyla gayrimenkul sermaye iradı elde edenlerden hangilerinin bu vergi avantajından yararlanabileceği, sınırlamalar konularak Gelir Vergisi Kanunu’nun 21’inci maddesinde açıklanmıştır. Söz konusu maddenin istisnadan yararlanabilmenin sınırını hüküm altına alan ikinci fıkrasındaki, ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanların bu istisnadan faydalanamayacağı şeklindeki düzenleme, 01.01.2013 tarihinden sonra elde edilen kira gelirlerine uygulanmak üzere “istisna haddinin üzerinde hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanlar” ibaresi eklenerek değiştirilmiştir.
Söz konusu istisna tutarı, 2014 takvim yılında elde edilen kira gelirlerine uygulanmak üzere 3.300 TL olarak belirlenmiştir. Buna göre 2014 yılında 3.300 TL’nın üzerinde konut kira geliri elde edenlerden, toplamda 97.000 TL üzerinde ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irat elde edenler söz konusu istisnadan yararlanamayacaklardır. Mesken kira gelirine istisna uygulanıp uygulanmayacağına yönelik tutarın tespitinde, elde edilen kazanç ve iratların brüt tutarlarının toplamı dikkate alınacaktır. Söz konusu tutarın tespitinde, sayılan bu kazanç ve iratların beyan edilip edilmemediğine ya da bu kazanç ve iratlara herhangi bir istisna uygulanıp uygulanmadığına bakılmayacaktır. Ancak yıl içinde elde edilen toplam konut kira gelirinin istisna haddi olan 3.300 TL’nın altında kalması halinde, mükellefin ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratları toplamının 97.000 TL’nı aşıp aşmadığına bakılmaksızın konut kira geliri verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesine dahil edilmeyecek yani istisnadan yararlanılmış olacaktır.
Bu uygulamayla toplam gelirleri belli seviyenin üzerinde olan konut kira geliri sahibi mükelleflerin istisnadan yararlanabilmesi imkanı ortadan kaldırılmış, konut kira gelirleri istisnasından yararlanabilecek olanların sayısı azaltılmaya çalışılmıştır. Bu durum ortalamanın üzerinde geliri bulunan mükellefler üzerinde artan oranlı gelir vergisi tarifesinin yarattığı etkiye benzer bir etki yaratacak ve toplam vergi hasılatında artışa neden olacaktır. Yeni düzenlemenin oransal olarak az kazanandan az çok kazanandan ise daha çok vergi alınması sonucunu doğuracağı ve vergide adalet ilkesi bakımından olumlu bir uygulama olduğu değerlendirilebilir.
Tamer Aksoy