G7 ülkeleri, kara para aklamanın ulusal ve uluslararası ciddi bir tehdit oluşturması nedeniyle Mali Eylem Görev Gücü’nü (Financial Action Taks Force, FATF) 1989 yılında kurmuştur. Kısaca FATF olarak bilinen uluslararası kuruluşun bağımsız bir yapısı vardır. Bununla birlikte OECD Paris tesislerinde faaliyetlerini yürütmektedir. Kuruluş aşamasında 16 ülke ile faaliyetine başlamıştır. Türkiye 24 Eylül 1991 tarihinde üye olmuştur. Günümüzde 37’si ülke ve ikisi bölgesel kuruluş olmak üzere 39 üyesi bulunmaktadır.
FATF, üye ve üye olmayan ülkelerin kara para aklama ve terörizmin finansmanı konusunda gerekli önlemleri alıp almadıklarını değerlendirmeye tabi tutmaktadır. Değerlendirmeler FATF 40 Tavsiyesi olarak bilinen standartlar esas alınarak yapılmaktadır. Değerlendirmeleri diğer üye ülke temsilcileri ve FATF Sekretaryası yürütmektedir. Ülkeler birbirini denetlemektedir. Bu yüzden akran değerlendirmesi (peer rewiev) olarak adlandırılmaktadır Yapılan değerlendirmeler rapora bağlanmaktadır. Yazılan raporlar FATF Genel Kurulu’nda onaylanmaktadır. Bu değerlendirmeler neticesinde ülkeler her bir tavsiye için uyumlu, büyük ölçüde uyumlu, kısmen uyumlu ve uyumsuz olarak derecelendirilmektedir. Tavsiye bazında yapılan bu derecelendirmelerin konsolide edilmesi sonucu ülkenin genel durumu tespit edilmektedir.
Bu kapsamda Türkiye’nin genel değerlendirilmesi 2019 yılında yapılmıştır. Değerlendirme sonuçlarını içeren rapor aynı yılın aralık ayında yayınlanmıştır. Raporda ülkemize yönelik eleştiriler getirilmiştir. Türkiye’ye eleştiri konularında iyileştirmeler yapması için süre verilmiştir. Verilen süre içinde iyileştirici adımlar atılmayınca 2021 yılı Ekim ayında yapılan FATF Genel Kurul toplantısında Gri Liste’ye alınmıştır. Türkiye’nin listeye alınması ülke imajı bakımından olumsuz olmuştur. Gri Liste’ye alındıktan sonra ülke izlemeye tabi tutulmuştur. Bu kapsamda 2019 Kasım ayında ve 2022 Mayıs ayında izleme raporları (Follow up Report) yayınlanmıştır. İzleme sürecinde Türkiye Gri Liste’den çıkamamıştır.
Değerlendirmede esas alınan FATF Tavsiyeleri içerikleri itibari ile esnek hukuk kurallarını oluşturmaktadır. Ülkelerin bu kurallara uyma mecburiyetleri yoktur. Ama uymaları ülke görünümleri bakımından olumludur. Diğer uluslararası organizasyonlarda olduğu FATF kararları kısmen hukuki ve teknik gerekçelerle kısmen de politik değerlendirmelere bağlı olarak alınabilmektedir. Bu yüzden bazı devletler bunlara gerekli dikkati vermemektedir. Ülkelerin FATF Tavsiyelerine ve akabindeki değerlendirmelere uyup uymayacakları kendi ulusal tercihleridir. Ancak tavsiyelere uyulmamasının ülke ekonomilerini negatif yönde etkileyebilecek sonuçları olabilmektedir. En basitinden Gri Liste’de olmak ülke kredi notunu, ülkeye gelecek yabancı sermaye miktarını, ülkenin ödeyeceği faiz oranını ve benzeri uluslararası göstergeleri olumsuz yönde etkilemektedir.
Geçen şubat ayında yapılan FATF Genel Kurulu’nda Türkiye tekrar değerlendirmeye alınmıştır. Bu son toplantıda kara para aklama (Anti Money Laundering, AML) ve terörizmin finansmanının önlenmesi (Combating Financing of Terrorism CFT) rejiminin güçlendirilmesi konusundaki reformları uygulamaya başladığına ve sürdürüldüğünü doğrulamak için yerinde bir değerlendirme yapılmasının gerekli olduğuna ve gelecekte uygulamayı sürdürmek için gerekli siyasi taahhüdün devam ettiğine dair ilk tespitini yapmıştır.
Türkiye’nin önemli reformlar gerçekleştirdiği belirtilmiştir. Reformlar şu başlıklar altında sayılmıştır: (1) Risk temelli kara para aklama ve terörizmin finansmanının önlenmesine yönelik denetim yaklaşımını geliştirmek; (2) Kara para aklama ve terörizmin finansmanının önlenmesi ihlallerine yönelik yaptırımların ve gerçek lehtarlık gerekliliklerinin caydırıcı olmasını sağlamak için adımlar atmak; (3) Mali İstihbarat Birimi için kaynakları ve üretilen mali istihbaratın kullanımını arttırmak; (4) Riskler doğrultusunda daha karmaşık kara para aklama soruşturmaları ve kovuşturmaları yürütmek; (5) Kara para aklama neticesi edinilen varlıkların geri kazanım sistemini geliştirmek; (6) Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş gruplarla ilgili kara para soruşturmalarına, kovuşturmalarına ve el koymalarına öncelik vermek; (7) Terörizmin finansmanına yönelik hedefli mali yaptırımların uygulanmasını geliştirmek; (8) Geniş bir yelpazedeki kâr amacı gütmeyen organizasyonlara (Non Profit Organizations) erişimin arttırılmasını ve bu organizasyonlara yönelik denetiminin risk temelli olmasını ve bağış toplama gibi meşru organizasyon faaliyetlerini aksatmamasını veya caydırmamasını sağlamak için adımlar atmak.
FATF Genel Kurulu’nda geçen şubat ayında yapılan yukarıdaki değerlendirmeler Türkiye bakımından olumlu ve önemlidir. FATF ekibinin ülkeye yapacağı yerinde ziyaret ve devamında hazırlanacak raporun haziran ayındaki toplantıda gündeme alınması ve Türkiye’nin “Gri Liste”den çıkması beklenmektedir. Türkiye’nin listeden yaz başında çıkması ülke ekonomisine pozitif katkı yapacaktır.
Dr. Hüseyin Işık
06.03.2024
1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.
Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.