Vergi kaçakçılığı suçlarında önemli değişiklikleri de içeren 7394 sayılı Torba Kanun 15.04.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanunun 4, 5 ve 6’ıncı maddeleriyle Vergi Usul Kanunu’nun 359 ve 367’inci maddelerinde değişiklik yapılmış ve aynı kanuna geçici 34’üncü madde eklenmiştir.
Bu yapılan değişik ve ilavelerin mahiyeti kanunun genel gerekçesinden hareketle şu şekilde ortaya konulabilir.
1. Vergi kaçaklığı suçlarına öngörülen hapis cezalarının üst sınırı artırılmaktadır.
2. Türk Ceza Kanunu uygulamasında bulunan “etkin pişmanlık müessesesi”nin benzeri bir düzenleme, vergi kaçakçılığı suçlarına da uygulanmaktadır.
3. Kaçakçılık suçlarına ilişkin hükmedilecek hapis cezaları için Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması esası benimsenmektedir.
4. Kaçakçılık suçlarına ilişkin yargılama sürecinin etkinleştirilmesi sağlanmaktadır.
Şimdi bunları konu başlıkları itibarıyla aşağıda ayrı ayrı ele alabiliriz.
CEZALAR ARTACAK
Vergi kaçakçılığı suçlarının neler olduğu ve bunlara verilebilecek asgari ve azami ceza miktarları Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu maddesinde beş ayrı fıkra hâlinde hüküm altına alınmıştır. Mevcut düzenlemede, kaçakçılık suçlarında cezaların üst sınırı, fiillerin ağırlığına göre üç yıl veya beş yıl olarak belirlenmiştir. Yeni değişiklikle birlikte üç yıllık üst sınır beş yıla, beş yıllık üst sınırlar ise sekiz yıla çıkarılmıştır. Böylelikle kaçakçılık suçlarında cezalar daha ağır hâle getirilmiştir.
ETKİN PİŞMANLIK
Yine aynı kanunun 359’uncu maddesine üç fıkra ilave edilmek suretiyle Türk Ceza Hukuku’ndaki etkin pişmanlık düzenlemesine benzer bir müessese ilk defa vergi hukukuna girmiştir. Vergi kaçaklığı suçlarını işleyen kişilere soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanması olanağı verilmektedir. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarının ne anlama geldiği Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilmiştir. Buna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreye soruşturma, iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreye ise kovuşturma denilmektedir. Etkin pişmanlık düzenlemesinin nasıl olacağı aşağıda açıklanmıştır.
Düzenlemeye göre kaçakçılık fiilleriyle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının soruşturma evresinde ödenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi hâlinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilecektir. Kaçakçılık fiilleri ile ilgili olarak tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yarı oranında indirilecektir. Mükelleflerin burada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmesi için vergi mahkemesinde dava açmaması, açmışsa feragat etmesi, kanun yollarına başvurmaması veya başvurmuşsa vazgeçmesi şartı getirilmiştir.
ZİNCİRLEME SUÇ
Yapılan değişiklikle Türk Ceza Kanunu’nda yer alan zincirleme suç kavramı vergi kaçakçılığı suçları için geçerli olacak hâle getirilmektedir. Düzenlemeye göre, kaçakçılık suçlarının birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi hâlinde Türk Ceza Kanunu’nun 43’üncü maddesi uygulanacaktır. Burada geçen 43’üncü maddenin birinci fıkrası ise şu şekildedir.
“Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.”
Bu düzenlemeler dikkate alındığında bir mükellef zamanaşımı süresi içinde aynı neviden fiile birden fazla kaçakçılık suçu işlerse bunların hepsi zincirleme suç sayılacaktır.
YARGILAMANIN KOŞULLARI
Mevcut durumda kaçakçılık suçlarını işlediği iddia edilen kişiler hakkında, vergi suçu raporu düzenlenmesi ve rapor değerlendirme komisyonlarının mütalaası ile birlikte cumhuriyet savcılığına verilmesinden sonra soruşturma başlamaktadır. Böyle bir düzenleme sayesinde kişiler haklarında suç isnadı varsa yargılanacaklarını önceden bilmektedirler. Vergi Usul Kanunu’nun 367’inci maddesine ilave edilen fıkra ile yürütülen soruşturma ve kovuşturma aşamasında kaçakçılık suçunu işlediği anlaşılan kişiler hakkında ayrıca Vergi Suçu Raporu ve Rapor Okuma Komisyonu mütalaasına gerek kalmamaktadır. Soruşturma ve kovuşturma bu kişiler için de devam edecektir. Düzenlemeye göre kaçakçılık suçlarına ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmayacaktır. Bu düzenleme yargılama aşamasını hızlandırdığı için olumludur. Ancak hakkında suç işlediği iddia edilen kişi, yargılandığını olayın başında değil de ileriki aşmamasında öğreneceği için mağduriyetlere sebebiyet verebilecektir.
Yapılan bu değişikliklerin daha önce işlenmiş vergi kaçakçılığı suçlarına nasıl uygulanacağı ile önceden bu suçları işleyenlerin yeni getirilen pişmanlıktan nasıl yararlanacağına ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’na Geçici 34 Madde eklenmiştir. Böylece cumhuriyet savcılıklarında ve mahkemelerde birikmiş dosyaların hızlıca sonlandırılması amaçlanmıştır.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere vergi kaçakçılığı suçlarında yeni bir dönem başlamıştır. Mükelleflerin, vergi sorumlularının, gerçek ve tüzel kişi kanuni temsilcileri ile meslek mensuplarının vergi kaçakçılığı suçları konusunda daha dikkatli olmaları ve geçici maddenin durumlarına uygun hükümlerinden yararlanmaları yerinde olacaktır.
Dr. Hüseyin Işık
1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.
Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.