Kamu harcamalarının karşılanması için toplanan vergiler, bunları ödemekle yükümlü mükellefler üzerinde önemli bir mali yük oluşturur. Bu durum mükellefleri, mümkün olan en az miktarda vergi ödemek konusunda vergi kanunlarının kendilerine sunduğu olanaklardan olabildiğince yüksek oranda yararlanmaya yöneltir. Bu amaca yönelik çabalar, hukuki sınırlar içerisinde kalınmak suretiyle vergi mevzuatındaki hukuki boşluklardan yararlanmak, vergiyi doğuran olaya sebebiyet vermekten kaçınmak, vergi kanunlarının indirim, istisna ve muafiyet hükümlerinden yararlanmak şeklinde ortaya çıkabildiği gibi kanunların çizdiği sınırların aşılamasına da neden olabiliyor. Bu kapsamda, vergi planlaması işletmelerin üzerlerine düşen vergi yüklerini minimuma indirmek ve maksimum vergi avantajı sağlamak için mevcut yasaların sunduğu vergi azaltıcı ya da ertelemesi olanaklarından yararlanma hususunda gösterdikleri çabalar olarak tanımlanabilir.
Vergi planlamasını etkili şekilde kullanabilen işletmeler, bu durumu kendi açılarından bir rekabet avantajına dönüştürebilirler. Vergi kanunlarının sağladığı imkânlardan optimum seviyede yararlanan işletmeler, bunu başaramayan rakipleri karşısında mali bakımdan önemli avantajlar elde ederek rekabet üstünlüğü sağlama şansını yakalayabilirler.
Küreselleşme sonucunda sermayenin bir ülkeden başka bir ülkeye kolaylıkla hareket edebildiği günümüzde ülkeler arasında ortaya çıkan vergi rekabeti nedeniyle sağlanan vergisel avantajlar ve teşvikler mükelleflerin, kanunların amaçladığının ötesinde, boşluklardan ve ülkeler arasındaki farklılıklardan yararlanarak vergi planlaması yapabilmelerine olanak sağlar. Mükelleflerin bu türden, vergi kanunlarının lafzına uygun ancak ekonomik saik içermeyen, sadece vergi avantajı elde etme amacına yönelik işlemleri agresif vergi planlaması olarak nitelendirilir. Agresif vergi planlaması, ülkelerin ekonomi politikaları uygulama ve gelişme kabiliyetlerine zarar vermekte, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yol açtığı matrah aşınması ve gelir kayıpları ile mevcut mali disiplin ve borç sorunlarının daha da büyümesine neden olmaktadır.
Sadece vergi ödeyen mükelleflerin değil vergiyi toplayan devletlerin de vergi planlaması yaptığını vurgulamak gerekir. Kaynak ihtiyacının karşılanmasında devletler, en uygun kaynaklardan, ekonomik ve sosyal denge ve faydaları gözeterek vergi sistemini şekillendirir. Benimsenen vergi politika ve uygulamaları ile adaletli bir gelir dağılımının sağlanması, ekonomik büyüme hızının yükseltilmesi için yatırımların artırılması, işsizliğin azaltılması ekonomik etkinlik ve verimliliğin arttırılarak gelir ve refah seviyesinin yükseltilmesi hedeflenir. Bu amaçla vergi sisteminde vergi indirim, istisna ve muafiyeti gibi uygulamalara ve vergisel teşviklere yer verilir.
Mükellefler tarafından vergi planlaması yapılırken vergi yasalarının sağladığı tüm olanaklardan yararlanılmalı ancak suç sayılabilecek uygulamalardan kaçınılmasına da özen gösterilmelidir. Bu bağlamda sağlıklı ve doğru bir vergi planlaması yapabilmek için, en önemli şart ilgili yasaların iyi bilinmesidir. Bu nedenle planlama sürecinde vergi konularına hâkim, alanında yetkin kişi ve kuruluşlardan yararlanılması faydalı olacaktır.
1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.
Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.