Vergi mükellefi kendisine tebliğ edilen vergi/ceza ihbarnamesine karşı idari çözüm yollarına veya dava yoluna başvurabilir. Kendisine tebliğ edilen vergi ve cezaları daha az ödemek için “Cezalarda İndirim”, “Uzlaşma” ve “Hata Düzeltmesi” yollarından birini kullanabilir. Bu üç yolun hepsine aynı anda başvuramaz. Dava açması halinde de bu yolları kullanamaz. Kendi durumuna uygun olan yolu takip etmesi gerekir. İdari çözüm yolları ve dava yolu aşağıdaki gibi açıklanabilir.
a) Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 376. maddesinde “Vergi Ziyaı, Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirim” konusu düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi farkına ceza kesilmiş cezalar, mükellefler veya vergi sorumluları tarafından ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda belirtilen teminatları göstermek suretiyle vadesinden itibaren üç ay içinde ödemeleri halinde indirim yapılacaktır. Vergi ziyaı cezasında ilk defada yarısı, daha sonra kesilenlerde üçte biri indirilecektir. Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezasında yarısı indirilecektir. Ancak, mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği vergi ve vergi cezasını yukarıda belirtilen zamanda ödemez veya dava konusu yaparsa indirimden faydalanamayacaktır.
b) VUK’un Ek 1 ila Ek 11. maddelerinde “Uzlaşma” konusu yer almaktadır. Uzlaşma tarhiyat sonrası ve tarhiyat öncesi uzlaşma olarak ikiye ayrılır. Kaçakçılık fiilleri ile vergi ziyaına sebep verilmesi halinde tarh edilen vergi ve vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamı dışındadır. Mükellefler ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle, bu vergilere ilişkin vergi ziyaı cezasının miktarı konusunda vergi idaresi ile uzlaşabilir. Mükellef uzlaşma talebine gerekçe olarak kanun hükümlerine yeterince nüfuz edemediğini, yanılma hali bulunduğunu veya vergi hatası bulunduğunu ileri sürebilir. Mükellefin uzlaşma talebini vergi ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde yapması gerekir. Uzlaşma, idareyi temsilen uzlaşma komisyonu ile mükellefler arasında yapılır. Mükellef uzlaşma görüşmelerine bağlı olduğu meslek odasından bir temsilci ve Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler veya Yeminli Mali Müşavirler Odasından bir meslek mensubu bulundurabilir. Uzlaşma komisyonu ile mükellefin tutacağı tutanaklar kesin olup gereği vergi dairesince derhâl yerine getirilir. Mükellefler üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamazlar. Hiçbir mercie şikâyette bulunamazlar.
c) VUK’un 116 ila 126. maddeleri “Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat” konusunu düzenlemiştir. Vergi hatası, vergi ile ilgili hesaplarda ve vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi alınmasıdır. Mükellef vergi dairesince yapılan işlem sonucunda kendisinden fazla vergi alındığını ve bunu bariz bir şekilde ortaya koyabiliyor ise düzeltilmesini yazılı olarak vergi dairesinden isteyebilir. Bu talebinin vergi dairesince işleme konulabilmesi için talebin dava açma süresi içinde yapılması gerekir. Vergi dairesi talebi yerinde görürse düzeltmeyi yapar. Uygun görmezse durumu yazı ile mükellefe tebliğ eder. Mükellefin hata düzeltme yoluna başvurması durumunda dikkat etmesi gereken önemli bir husus bulunmaktadır. Vergi idaresi ile mükellef arasında yapılan işlemin mahiyeti konusunda yorum farkı varsa, bu durumda hata düzeltmesi yoluna gitmek olumlu sonuç doğurmayacaktır. İdari işlemin mahiyeti konusunda idare ile mükellef farklı düşünüyorlarsa “Cezalarda İndirim”, “Uzlaşma” yöntemlerinden birini veya doğrudan dava yolunu tercih etmesi daha doğru bir yol olacaktır.
d) Mükellefin kendisine tebliğ edilen vergi/ceza ihbarnamesi karşısında yukarıda bahsedilen “Cezalarda İndirim”, “Uzlaşma” ve “Hata Düzeltmesi” yollarından birini kullanmasına rağmen bir sonuç elde edememiş ise kalan süre için dava yoluna gidebilir. İdari çözüm yollarının kendisine uygun bir sonuç vereceğini düşünmüyorsa, bu yollara hiç başvurmadan ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde dava açabilir. Mükellefin dava yoluna gitmesi halinde süreç 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa (İYUK) göre işleyecektir.
Mükellefin vergi idaresi tarafından kendisine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı idari çözüm yollarına, bu yollardan istediği sonucu elde edememesi halinde veya bu yollara başvurmadan doğrudan dava açması mümkündür. Mükellefin idari çözüm yollarına ve dava yoluna ilişkin süreç ve süreleri VUK ve İYUK hükümlerine göre takip etmesi gerekir.
1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.
Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.
Sorunuz başarılı bir şekilde uzmanımıza gönderilmiştir. Uzmanımız en kısa zamanda sorunuza yanıt verecektir.