Gerek ülke içinden gerekse diğer ülke ekonomilerinden kaynaklanan nedenlerle ortaya çıkabilen ekonomik krizler ile mücadelede önem taşıyan konulardan birisi de ülkeye ilave kaynak girişinin sağlanmasıdır. Kriz döneminde ekonomideki daralmaya bağlı olarak üretim yavaşlar, işsizlik artar, tüketim azalır, işletmelerin ciro ve kârları ile devletin vergi gelirleri düşer. Buna karşın krizin aşılabilmesi için gerekli teşvikler ve destek ödemeleri dolayısıyla kamu harcamaları artar. Bu nedenlerle hem devletin hem de işletmelerin finansman ihtiyaçları artar. Ortaya çıkan finansman ihtiyacının karşılanması için yerli ve yabancı yeni kaynaklara ihtiyaç duyulur.
Ülkemizde de ekonomik daralma dönemlerinde ortaya çıkan kaynak ihtiyacının karşılanması için çeşitli tedbirler alınmaktadır. Bu kapsamda zaman zaman “Varlık Barışı” olarak adlandırılan uygulamaya başvurulmaktadır. Bu uygulama ile yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının milli ekonomiye kazandırılması, yurt içinde bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan varlıkların sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve kamuya ek gelir girişinin sağlanması hedeflenmektedir.
Varlık Barışı bugüne kadar toplam beş defa uygulamaya konulmuştur. Gelir İdaresi Başkanlığınca yapılan açıklamalara göre, 2008 yılındaki varlık barışı uygulamasında, 28 milyar lirası yurtdışından, 20 milyar lirası ise yurt içinden olmak üzere toplam 48 milyar liralık varlık beyan edilmiştir. 2018 yılındaki son varlık barışı uygulamasında ise 8 milyar lirası yurt dışı, 9 milyar lirası ise yurt içi varlıklara ilişkin olmak üzere toplam 17 milyar liralık varlık beyan edilmiş bulunmaktadır.
Temmuz ayında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen 7186 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile varlık barışı uygulaması bir kez daha uygulamaya konulmuştur. Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 90’ıncı madde ile varlık barışı uygulamasının esasları belirlenmiştir.
Uygulama ile;
- Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, 31/12/2019 tarihine kadar Türkiye’ye getirilmesi halinde söz konusu varlıkların serbestçe tasarruf edilebilmesine,
- Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan kredilerin 31/12/2019 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilmesine,
- Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan, Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, 31/12/2019 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın kanuni defterlere kaydedilebilmesine, söz konusu varlıkların da vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilmesine
Olanak sağlanmıştır.
Uygulama kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklara ilişkin olarak ödenmesi gereken vergi oranı yüzde 1 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, bu kapsamdaki varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaması öngörülmüştür.
Tamer AKSOY