Yenileme Fonu Uygulaması

Küreselleşen dünyada işletmelerin ayakta kalabilmeleri rakipleriyle rekabet edebilme güçlerine, diğer bir deyişle rekabet üstünlüklerine bağlıdır. Rakiplerine üstünlük sağlayamayan işletmeler varlıklarını devam ettirmekte zorlanmakta ve bir süre sonra da piyasadan çekilmek zorunda kalabilmektedir.

Piyasalarda rekabet üstünlüğü elde etmenin yolu ise kaliteli, hızlı ve düşük maliyetli üretim yapabilmekten geçmektedir. Kaliteli, hızlı ve düşük maliyetli üretim yapabilmek için gerekli olan en önemli faktör ise yüksek teknolojinin üretimde kullanılmasıdır. Teknolojinin geliştirilmesi yüksek maliyetli araştırma ve geliştirme faaliyetlerini gerekli kılar. Bu nedenle devletlerin bu faaliyetleri teşvik edici politikalar izlemesi ve böylelikle teşvik etmesi gerekmektedir. Ülkemizde de teknoloji geliştirme faaliyetlerine, devlet tarafından önemli teşvikler sağlanmış olmasına karşın elde edilen sonuçlar arzu edilen seviyeye ulaşamamıştır. Bu nedenle ülkemizdeki işletmelerin üretimde kullandığı teknolojik varlıklar büyük ölçüde satın alma yoluyla yurt dışından temin edilmektedir.

İşletmelerin, üretim varlıkları yenilenerek, rekabet yeteneklerini artırabilmeleri konusundaki çabaları devlet tarafından da desteklenmektedir. Vergisel anlamda, üretim teknolojisindeki gelişmelerin takip edilmesinde mükelleflere kolaylık sağlayan uygulamalardan birisi de amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yenilenmesini teşvik eden ve kolaylaştıran yenileme fonu uygulamasıdır.

Yenileme fonu uygulaması Vergi Usul Kanunu’nun 328’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede “…satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde satıştan tahassül eden kâr yenileme giderlerini karşılamak üzere, azami üç yıl süre ile pasifte geçici bir hesapta tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan kârlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi hâlinde bu kârlar o yılın matrahına eklenir…” hükmüne yer verilerek yenileme fonu uygulamasının hukuki zemini oluşturulmuştur.

Yenileme fonu uygulaması iktisadi işletmelerin sahip olduğu amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışından doğan kârları üç yıl boyunca vergilendirmeyerek işletme içi yatırımların özendirilmesi ve bu sayede işletmelerin teknolojik olarak yenilenmesi, üretim yapılarının güçlendirilerek rekabet imkânlarının artırılması amacını taşır.

Yenileme fonu uygulamasından yararlanabilmek için,
  • İşletmeye dahil bulunan iktisadi bir kıymetin satılmış olması,
  • Bu satıştan kâr elde edilmiş olması,
  • Satıştan doğan bu kârın bilançonun pasifinde yenileme fonu olarak ayrılması,
  • Satışın yapıldığı takvim yılı dahil üç yıl içerisinde aynı nitelikte bir iktisadi kıymetin iktisap edilmesi,
  • Yenileme fonunda tutulan satış kârının yeni alınan iktisadi kıymetin amortismanından mahsup edilmek suretiyle kullanılması, gerekmektedir.
Satışın yapıldığı tarihten itibaren üç yıl içinde yeni bir iktisadi kıymetin iktisap edilmemesi hâlinde yenileme fonunda tutulan kâr tutarı üçüncü yılın vergi matrahına eklenerek vergilendirilmektedir. Bu özelliği nedeniyle yenileme fonu mükelleflerce bir vergi erteleme aracı olarak da kullanılabilmektedir.

Tamer Aksoy

Uzman Hakkında

Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Işık
Vergi

1968 yılında İzmir Menemen’de doğan Hüseyin Işık, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Colorado Üniversitesi’nde ekonomi dalında yüksek lisans derecesi aldı.

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mali Hukuk Ana Bilim Dalı’nda “Çok Uluslu Şirketlerde Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye” konulu tez ile doktor unvanını elde etti. Bu tez 2005 yılında aynı başlıkla Maliye Bakanlığı Yayınları arasındaki yerini aldı. “Uluslararası Vergilendirme” başlıklı kitabı 2014 yılında yayımlandı. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi’nde Kamu Maliyesi, Para Teorisi ve Para Politikası dersleri, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Vergi Hukuku dersleri verdi.

Meslek yaşamına Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak 1989 yılında Maliye Teftiş Kurulu’nda başlayan Işık, Maliye Müfettişliği, Maliye Başmüfettişliği, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcılığı ile Türkiye OECD (Paris) Daimi Temsilciliği Maliye Müşavirliği görevlerinde bulundu. 2017 Temmuz ayından itibaren İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.

Uluslararası vergi hukuku, uluslararası vergi sistemindeki değişimlerin Türk vergi sistemine etkileri ve Türkiye’nin uyumu ile dijital ekonominin vergilendirilmesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.
Evli ve iki çocuk babası olan Işık; iyi derece İngilizce, orta derece Fransızca biliyor.

Tüm Uzmanlar
Uzmanın Diğer Makaleleri